Türkiye’de siyasete bakış açısını değiştirmek oldukça zaman alacaktır ama değişim şarttır. Ne kadar zaman alırsa alsın bu değişimi yapmak lazım.

Siyasette ideolojiler vardır. Bir insan, liberal olabilir, sosyalist olabilir, sosyal demokrat olabilir, komünist olabilir, şeriatçı vs. vs. vs olabilir. Bütün bu ideolojilerin de bir teorik kültürü vardır. Yani hani zaman zaman yazıyorum ben mesela bir insan hem sosyal demokrat hem de Atatürkçü olamaz. Bir insanın hem sosyalist hem şeriatçı olamayacağı gibi… Dolayısıyla bir kavram kargaşası içerisine düşmemek için savunulan düşünceleri iyi bilmek gerekir.

Bakın mesela tüm ülke sağcısıyla solcusuyla “çözüm sürecine” karşı çıkmıştı. Terörle müzakere olmayacağını, terörle ancak silahla mücadele edilebileceğini herkes söylüyordu. CHP’lisi, MHP’lisi, SP’lisi, BBP’lisi, vs.

Şimdi durum ne? Devlet, Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Güneydoğu’da PKK ile silahla mücadele veriyor ve PKK’yı bitirme noktasına gelmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinin karşısında olanlarla aynı çizgiye gelmiş olmuyor mu?

Yani fikir ne olursa olsun, değişime açık olması gerekir. Sizce sabit fikirli, “dediğim dedik” diyen bir kişi mi ilericidir yoksa yeni fikirlere açık, herkesi dinleyen bir kişi mi?

İşte konu tam da budur.

Artık vatandaşlarımız, takım tutar gibi, parti yandaşı olmamalı tam tersi, ülkeye, millete yararlı olabilecek fikirleri savunanlarla aynı kulvarlarda yer almalıdırlar.

Tabii ki her dönem, dalkavukluk yapan, bir yerlere yaranmak için uğraşan insanlar olacaktır. Bunları da kısa zaman içerisinde olmasa da uzun vadede ortadan kaldırmak daha doğrusu saf dışı etmek kendiliğinden gelişecektir.

Burada tek kıstas hakkaniyetli olmaktır. Eğer hakkaniyetli olunursa, bilinmelidir ki, yanlış yapmak da azalacaktır.

Şimdi düşünsenize, Türkiye’deki tüm liderler bir araya gelip de güzel iltifatlarla oradan ayrıldıklarında vatandaşlar da bundan etkilenerek güzel ve saygılı bir güne yönlenmekteler. Ancak iki lider birbiriyle atıştığı zaman şu da iyi gözükmektedir ki vatandaşlar da kavgaya meyil etmektedir.

Herkes fikrini savunacak, ancak herkes diğerinin fikrine saygı duyacak. İşte tüm mesele bu, bu şartları sağlarsak bilinmelidir ki, kesinlikle ülkede kötü olaylara imkan verilmeyecektir.