Maalesef yine çok üzücü, yine canlarımızı yitirdiğimiz bir faciayla karşı karşıya kaldık. Bu sefer facianın adresi Adana oldu. Öncelikle orada ölen yavrularımıza Allah’tan rahmet, tüm vatandaşlarımıza da sabırlar diliyorum.

Bu konuda çok şeyler söylenebilir. Ama hepimiz bunların boş olduğunu biliyoruz. Aslında bu konularla ilgili yasalarımıza baktığımız zaman görüyoruz ki hiç de yetersiz değil yasalarımız, yönetmeliklerimiz. Öğrenci yurdu açılırken nelere dikkat edilmesi gerekir? Odalar nasıl olur, yangın merdiveni kaç tane olur, nerelere konur? Vs. vs. vs.

Yani bunların hepsi bellidir. Ve bu düzenlemeler kaza oluşmasını en aza indirecek şekilde yapılmıştır.  “Peki, sorun ne o zaman?” dediğinizi duyar gibiyim. Sorun uygulamalardan kaynaklanmaktadır.

Geçmiş dönemlerde bir belediye başkan yardımcımızın yanında, odasında oturmaktaydım. Yaşlı bir Hacı Amca geldi. Bir cami derneğinin başkanıymış. Cami yapımında kuralların istediği bir ek yapım işi varmış. Hacı Amca da cami parasına külfet olmasın diye onu yapmayalım diyor. Başkanla epey bir konuşmadan sonra dini hassasiyetler gereği Hacı Amca’nın istediği şekilde sonuçlandı olay.

İşte aslında ülkenin hukuk devleti olması gerekliliğinin en önemli örneklerinden biridir bu örnek bence.

Şimdi, Devlet yurtları zaten Devlet’in hassasiyetinde kurulan yurtlardır. Bunun dışında özel yurt statüsünde hizmet veren yurtlar da aynı şekilde Devlet’in hassasiyetinde, kontrolünde ve Devlet’in istediği şartlar doğrultusunda hizmet veren kuruluşlardır. Ve bunlar Devlet tarafından da çok sıkı denetlenmektedirler.

Bunların dışında dernek, vakıf, cemaat vb. öğrenci barındıran yerlerde maalesef zaman zaman dini hassasiyetler de göz önünde bulundurularak, kontroller istenildiği gibi yapılmayabilmektedir. Ve neticesinde bu tür sorunlarla zaman zaman karşı karşıya kalabilmekteyiz.

Bunun en güzel çözümü bu “yurtçuluk” işlerinden dernekleri, vakıfları alıkoymaktır. Yani Dernekler ve vakıflar amaçlarına uygun hizmetlerine devam edecekler ancak öğrencilerin barınma ihtiyaçları Devletin kesinlikle kontrolünde olacaktır. Ve bu kontrolde şahısların inisiyatifine bırakılmadan kanunlara göre düzenlenecektir.

Şimdilerde aslında Hükümette bu tür düzenlemelerin çalışmaları yapılmaktadır. Hani her fırsatta bahsettiğimiz bir konu var ya; Yeni Türkiye… İşte bu Yeni Türkiye’de adam kayırmacılık dini hassasiyetlere göre bile yapılmayacaktır. Ve bunun için tarikat ve cemaatlerin karşıya alınması gerekirse karşıya da alınacaktır. 

Dünyanın lider ülkesi olmaya aday bir Türkiye’de küçük hesaplarla büyük işler yapma devri sona erecektir.