ABD’de seçim ve bakan istifası
ABD’de seçim ve bakan istifası
Gündem yoğunluğundan zaman zaman atladığımız konular oluyor. ABD seçimleri de bunlardan biriydi. ABD seçimlerinin Türkiye’yi ilgilendirmediğini söylemek; aynen dolar kurunun bizi ilgilendirmediğini söylemek gibi bir şey. Hayatımızın her yerinde dolar ekonomik anlamda ne kadar etkili ise, ABD’deki seçimler de ülkemiz için ve hatta tüm dünya için önemli bir konudur.
Artık eski başkan diyebileceğimiz Trump ve Biden arasındaki çekişme neticesinde ABD tarihindeki en yoğun katılımlı seçimi sağlamıştır. Ve sonunda Biden ipi göğüsleyen taraf ve yeni ABD Başkanı olmuştur. Trump buna itirazlarını sürdürecektir ama bunun, sonucu etkileyeceği pek düşünülmemektedir.
Ne değişecek, derseniz; ABD’de Trump’la birlikte ortadan kalkan “devlet politikası geleneği” tekrar gündeme gelecektir. ABD bir demokrasi ülkesidir. Yerleşmiş bir demokrasisi vardır ve bu demokrasi içerisinde politikaları da devletin işleyişini değiştirecek şekilde işlemez. Yani kişiye göre politika değil, devletin politikası şeklinde bir yönetim biçimi vardır. Trump döneminde bu politikalar biraz askıya alınmış ve daha kişiselleştirilmiş durumdaydı. Bu yapı Biden’le beraber, eski rayına oturacak ve eski düzene dönecektir. Tabii ki bu konuda ABD basınında da, kulislerinde de konuşulan konulardan birisi, Trump’ın bir takım yönetim sorunu olduğu ve bu sorunlardan ötürü de yargılanacağı konusudur ki, bekleyip göreceğiz.
Türkiye’ye etkisi ne olur, derseniz. ABD ile ilişkiler, ikili ilişkiler şeklinde değil, Devletin devletle ilişkisi şeklinde, devletlerin kendi çıkarlarının doğrultusunda ilerleyecektir. ABD’de Halk Bankası davasını açan New York Güney Bölge Başsavcısı Berman’ı, Trump görevden almıştı. Şimdi bu konu muhakkak ki tekrar gündeme gelecektir. ABD Başkanının Biden olması Türkiye’nin olağan ilişkileri içerisinde belki pek fark etmeyecektir ama Hükümet politikaları açısından sanırım bazı konularda farklılık oluşturacaktır. Bekleyip göreceğiz.
Herkesçe malum olan ve hiç kimsenin ağzını bıçak açmadığı bakan istifası konusuna da biraz değineyim.
Bilindiği üzere pazar günü akşamı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak İnstagram sayfasından bir açıklama yaparak istifasını açıkladı. Tabii ki şimdiye kadar böyle bir şey görmemiş olan Türk halkı konuya bir anlam veremedi. Yerel basın sitelerinde yer bulan istifa açıklaması ulusal basında hiç “bahse konu” olmadı. Hatta bir de yine konuya anlam veremeyen Ak Parti tabanında da savunma refleksi ortaya çıktı ve “bakanın sosyal medyası ele geçirilmiş, istifa falan yok” gibi bir savunma oluşturuldu. Ama sonuçta doğruyu kimse anlayamadı. Ve bu belirsizlik yaklaşık 28 saat sürdü. Tabii ki sonuçta ortaya çıktı ki Berat Albayrak gerçekten sosyal medyasından bilgilendirerek istifa etmiş.
Tabii konuyla ilgili birçok spekülasyonun olduğu da doğrudur. Yani her şeyden önce bakanın sosyal medya üzerinden istifası görülen ve alışık olduğumuz bir durum değildir. Bakan Cumhurbaşkanı’na rağmen mi yoksa Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde mi böyle bir yol izlemiştir? Muhakkak ki bu durumun iç yüzü zaman içerisinde ortaya çıkacaktır. Ancak bu tür olayların Ak Parti’ye zarar verdiği de bir gerçektir. Ak Parti içerisindeki bu tür kımıldanmalar ister istemez “acaba Ak Parti biraz zayıflarsa parti bölünmeye gider mi” sorusunu da beraberinde getirmektedir.
Tabii ki bu istifa Ak Parti için bir kırılma noktası olacaktır. Ama tecrübeli bir siyasetçi ve kuvvetli bir lider olarak Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda bir önlem alacaktır. Bu konuda da bekleyip sonuçlarını göreceğimiz bir döneme girmiş bulunmaktayız.
Bu vesileyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan hemşerimiz Lütfi Elvan’a da başarılar diliyorum. Hayırlı olsun.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.