Ali Sait Öğe

Ali Sait Öğe

Keşke dememek için…

Keşke dememek için…

Hepimizin hayatında belki binlerce kez 'Keşke' dediğimiz bir olay olmuştur. Ama bu 'Keşke' lerin hiçbir faydası olmamıştır. Çünkü olan zaten olmuş bitmiş feryat figan etmenin de pek bir öneminin kalmadığını anlatan bir kelimedir Keşke…

 

Yaşadığımız binlerce olaydan etkilenerek dilimizden düşürmediğimiz 'Keşke'nin aslında dile getirilmesinin de çok doğru olmadığını bildiğimiz halde yinede bizim için bir savunma mekanizması olarak gördüğümüz bu kelimeyi kullanmaktan geri kalmayız.

 

Bu yazıyı kaleme alırken bile aklımdan geçen düşünce şu idi, "Keşke bu yazıyı birkaç hafta önce kaleme alsaydım. Keşke tüm bunları birkaç hafta önce düşünebilseydim"…

 

Nedeni mi?

 

Nalçacı caddesinde büfe işleten çok sevdiğim saygı duyduğum bir ağabeyimiz vardı. Ahmet Danacı… Ahmet abi ile arada bir karşılaşır sohbet eder ikimizin de ortak arkadaşı olan Kadir Can ağabeyin kulaklarını çınlatır kendisine yaptığımız şakaları hatırlar tatlı bir tebessüm ile noktalardık sohbetlerimizi.

 

Kadir Can ağabeyi özellikle Karayolları camiası çok iyi bilirdi çünkü oradan emekli idi. Yeni Konya Gazetesi'nde 1986-1990 tarihleri arasında çalışan arkadaşlarda çok iyi bilirdi. Çünkü Yeni Konya Gazetesi'nin hemen yanında bulunan 'Asmaaltı Kahvehanesi'ne günlük gelir orada öğle paydoslarında ve akşam iş çıkışı birlikte okey oynar kendine has 'TİK' i olması nedeni ile baya kızdırırdık

 

Ahmet Danacı ağabey ile her seferinde Kadir Can ağabeyi ziyaret etme kararı alır ama elimizde olmadan bu ziyareti bir  sonraya ertelerdik. Geçtiğimiz gün Yazır Numune Hastanesinde Ahmet Danacı ağabey ile bir kez daha karşılaştık ve bu kez kesinlikle caymamak üzere Kadir Can ağabeyin evine gitmek için ısrar ettim.

 

Aldığım cevap ise bir anda yüreğimi burkuverdi; Ali'm Kadir ağabeyi birkaç gün önce kaybettik!...

 

Al işte sana çaresi, hiçbir faydası olmayan bir 'Keşke'… Şimdi bu kelimeyi kullanmanın ne manası var? Hiçbir önemi yok!

 

Bunun için diyorum ki; gelin hayatımızdan bu kelimeyi çıkaralım. Sevdiğiniz birisine sevdiğinizi hiç vakit kaybetmeden söyleyin.

 

Aklınızdan geçen birisini hiçbir şeyi bahane etmeden, hiçbir maniye fırsat vermeden ziyaretine gidin. Halini hatırını sorun, gönlünü alın duasını alın.

 

Gelin. 'Keşke' yerine 'İyi ki' kelimesini kullanmayı alışkanlık haline getirelim. İyi ki bu ziyareti yapmışım, iyi ki gitmişim, iyi ki halini hatırını sorup helallik almışım gibi…

 

Ya değilse biz bu kelimeyi daha çok kullanırız. Daha çok ah ederiz, daha çok pişman oluruz.

 

Dedim ya pişman olmamak için, sevdiğimize sevdiğimiz söylemek için, hasta bir dostumuzu yaşlı bir akrabamızı ziyaret etmek için vakit hiçte geç değil.

'Keşke' lerin değil 'İyi ki' lerin bolca kullanıldığı bir yaşam dileği ile kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Sait Öğe Arşivi