Merve Çetin

Merve Çetin

Şeker ve kalp sağlığı: Aşırıya kaçmadan dengede kalmak

Şeker ve kalp sağlığı: Aşırıya kaçmadan dengede kalmak

Son yıllarda sağlıklı beslenme tartışmalarının merkezinde yer alan şeker, pek çok kişinin hayatından tamamen çıkarmaya çalıştığı bir besin haline geldi. Ancak, yeni bir araştırma şekerin tamamıyla yasaklanmasının gerekli olmadığını ve az miktarda tüketiminin kalp sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini öne sürüyor.

Bu bulgular, şekerle ilgili yaygın inanışları sorgulamamıza neden oluyor: Gerçekten de şeker, hayatımızdan tamamen çıkarmamız gereken bir düşman mı? Yoksa müdahale etmemiz gereken asıl konu, tüketim miktarı ve şekeri hangi kaynaklardan aldığımız mı?

AZ MİKTARDA ŞEKER, DAHA İYİ KALP SAĞLIĞI SONUÇLARI

Araştırmada, farklı şeker türlerinin kalp-damar sağlığı üzerindeki etkileri incelendi. Çıkan sonuçlar ilginçti: Hiç şeker tüketmeyen bireylerin, az miktarda şeker tüketenlere göre daha yüksek kardiyovasküler hastalık riski taşıdığı görüldü. En iyi kalp sağlığı sonuçları ise günlük enerji alımının yaklaşık %7,5’ini şekerden alan katılımcılarda elde edildi.

Bu durum, şekerin tamamıyla hayatımızdan çıkarılması yerine, bilinçli tüketimle dengede tutulmasının daha etkili bir yaklaşım olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, şeker türü de büyük önem taşıyor: Şekerle tatlandırılmış içecekler kardiyovasküler hastalık riskini artırırken, hamur işleri ve çikolata gibi katı tatlılar daha düşük riskle ilişkili bulundu.

TATLILAR İÇECEKLERDEN DAHA AZ RİSKLİ Mİ?

Araştırmacılar, tatlı türlerinin kardiyovasküler sağlığı farklılıkları yaratmasını şu şekilde açıklıyor: Sıvı şekerler sindirim sisteminde daha hızlı emiliyor ve kan şekerinde ani yükselişlere neden oluyor. Buna karşılık, katı şeker içeren gıdalar genellikle lif, protein ve yağ gibi öğelerle birlikte tüketiliyor; bu da sindirimi yavaşlatarak şekerin kana daha dengeli salınmasını sağlıyor.

Ayrıca, bu tatlıları tüketmenin sosyokültürel boyutları da önemli olabilir. Bazı toplumlarda tatlılar sosyal etkinliklerin bir parçası olarak yer alır. Bu sosyal bağlantıların, kardiyovasküler sağlık üzerinde dolaylı olumlu etkileri olabilir.

İHTİYACINIZDAN FAZLASI ZARARLI

Elbette bu bulgular, şekeri sorgusuz sualsiz hayatımıza tekrar sokmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Birçok kişinin şeker tüketimi, sağlıklı seviyelerin çok üzerinde. Ortalama bir birey, günlük enerji alımının %20’sinden fazlasını şekerden karşılıyor. Oysa ideal seviye, %5 ile %7,5 arasında olmalı.

Şekerle tatlandırılmış içeceklerin ise özellikle dikkatle sınırlandırılması gerekiyor. Bu tür içecekler, şekerin başıca kaynağı olmanın ötesinde, kan şekerini kontrolsüz şekilde yükselten yapılarıyla da kalp sağlığı için ciddi riskler taşıyor.

DENGELİ VE BİLİNÇLİ TÜKETİM ÖNEMLİ

Bu araştırma, şekerin yasaklanması gerekmediğini; asıl önemli olanın tüketim miktarı ve şekeri hangi kaynaklardan aldığımız olduğunu ortaya koyuyor. İnsanlar bilinçli seçimler yaparak, sağlıklarından ödün vermeden ara sıra şekerin tadını çıkarabilirler. Bunun için, haftalık diyet planınıza

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Çetin Arşivi