Eli öpülesi insanlar
Hafta sonu asker arkadaşım Seyit Bal’ın daveti üzerine Ankara yolu 40. Km. de bulunan Tutup yeni ismi ile Yazıbelen köyüne gittik.
Arkadaşım özellikle benim gelmemi ve köyde yıllardır yaşatılan ‘İmece’ geleneğinin sıkıntıları nasıl giderdiğini görmemi istedi.
Büyük uğraşlara aylardır süren çalışmalar ve yine köylü dostlarının yardımları ile bitirdiği yayla evine gittiğimizde bizi gerçekten çok güzel bir sofra bekliyordu.
Bu davetin nereden icap ettiğini sorduğumda kendisi bir şey söylemeden lafı hemen köyün en sevilen isimlerinden Ali Osman Pilavcı’ya bırakarak aradan çekildi.
Ali Osman ağabey köylerinin yıllardır süre gelen en güzel geleneklerinden birisinin de ‘İmece’ yani yardımlaşma, karşılık beklemeden sıkıntıda olan birisinin yarasına merhem oluverme geleneği olduğunu söyledi.
Hemen arkasından da gittiğimiz davetin iç yüzünü anlattı, örnek olması ve bu güzel geleneğin her yerde devam etmesine katkı sağlayacağı umudu ile anlattıklarını özetlemek istedim
Ali Osman Pilavcı, orda bulunmamızın nedenini şöyle dile getirdi, “Köyümüzde uzun yıllar sığırlarımızı emanet ettiğimiz ve yıllarca çobanlık yapan, kendi halinde kimseye zararı olmayan her ne kadar ekonomik durumunu zayıf olsa da gönlü zengin olan Ali Tutkun kardeşimiz köyde hayvancılık tamamen bitince yıllardır boşta idi.
Çalışmadığı ve geliri de olmadığı için yıllardır kimseye yük olmadan kendi yağı ile kavrulmaya çalışır, köyümüzün her ferdinin destekleri ile ayakta kalma mücadelesi verirdi.
Yaşı ve bedenen zayıflığı nedeniyle ağır işlerde çalışamayan Ali kardeşimizin en büyük isteği emekli olabilmek ve kimseye yük olmadan kalan ömrünü kendi alın teri ile geçirmek idi.
Önder olduk ve düştük yollara tüm kurumları dolaştık ancak karşımıza Ali Tutkun’un emekli olabilmesi için yıllardır biriken sigorta primi borcu olan 30 bin TL gibi karşılanması zor bir rakam çıktı.
Biz bu paranın nasıl tedarik edileceğini düşünürken köylü arkadaşlarımızın da harekete geçmesi ile hemen ‘İmece’ geleneğimizi devreye soktuk.
Ve bu güzel gelenek sayesinde isimlerini bile vermeyen tüm dostlarımızın sayesinde 30 bin TL’yi çok kısa sürede topladık tüm resmi işlemlerini bitirdik ve Ali kardeşimizi emekli ettik.
Gönlü zengin Ali kardeşimiz ise ilk maaşı ile kendisine önder olan insanlara karınca kararınca bir yemek vererek teşekkür etmek istedi. İşte bu Ali kardeşimizin gönlünü hoş etmek ve onu mutlu etmek için yine köylülerimizin destekleri ile hazırlanan ve Seyit Bal’ın evinde düzenlenen küçük çaplı bir davetti diyerek geleneklerini halen devam ettiren tüm köy sakinlerine bir kez daha yürekten teşekkür etti.
Bırakın komşusunu ne kadar acıdır ki neredeyse en yakın akrabasının bile sıkıntısını gidermekten kaçınan. ‘Acaba bir şey ister mi?’ korkusu ile yolda gördüğü bir tanıdığının selamını bile almayan. Yardımlaşma duygularının her geçen köreldiği, güzel geleneklerimizin kaybolduğu, böylesine olumsuz olaylara neden olan insanların sayılarının her geçen gün arttığı bir dönemde, böylesine gönlü zengin insanların olması ne kadar hoş değil mi!
Bunu kesinlikle bir öğünme veya reklam amacı ile dile getirmedim. Sadece hayatın her alanının kötü değil iyi yanlarının da olduğunu, insanların tamamının duyarsız veya yürekleri katılaşmış değil, böylesine yufka yürekli kişilerin de olduğunu anlatmak istedim.
Ve kesinlikle bu insanların davranışlarını mutlaka hayatımızın bir alanında örnek almamız gerektiğini dile getirmek istedim.
Evet, Tutup köyü önceki gün akşam böylesine güzel bir geleneğe ev sahipliği yaptı. Teşekkürler Ali Osman Pilavcı ağabey, teşekkürler tertibim Seyit Bal ve teşekkürler hepinize Tutup Köyü’nün güzel insanları. Hepinizi yürekten kutluyorum, sağ olun var olun ve hep olun inşallah.
Ve Ali ağabey emekliliğinin sana hayırlar getirmesini temenni ederim. İnşallah bundan sonra ki yaşantında kendi kazancın ile güzel bir hayat yaşarsın…