Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

Kulun Planı Başka Allâh'ın Planı Bambaşka

Kulun Planı Başka Allâh'ın Planı Bambaşka

Rahmet aylarına girdiğimiz bir günden kesitler, hem de Paris'teki bir günden kesitler...

Bulunduğumuz mahallede Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olan Selimiye ismini taşıyan Camimiz var.

27af84be-59c4-4968-97e2-ad04f6e8ba77.jpeg

Fransa'daki ismi ise "DİTİB" (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) Bu birliğe bağlı olan Selimiye Camimiz şu an yeni binasında yeni külliyesinde hizmet etmektedir.

Tabi ki size önceki binasından da bahsetmek isterim.

debe53d6-7d2d-4475-be52-6f7dd98e40d5.jpeg​​​​​​​

Daha önceki Selimiye Camimizin binası, Sarselles, Garges, Villebelles, Gonesse, pierrefitte, Staine, Saint Denis, mahallelerindeki Türk vatandaşları tarafından yapılmış.

Bu câmi o günkü şartlara göre çok güzel ve mütevâzi bir şekil de yapılmış.

Bu camiyi bahçeli bir evi veya bahçeli evleri bir araya getirerek yapmışlar.

Hakikaten bedeni küçük, ama ruhu büyük bir Câmi olmuş idi.

aa49efb6-f92d-4237-9794-26ef08f9fd94.jpeg​​​​​​​

İçerisinin kaligrafisi ise görmeye değerdi, kıymetli bir kaligraf tarafından yapılan bu sanatsal eser, gerçekten insanın ruhunu dinlendiriyor, ibâdete gelen ruhların kanatlanmasına da sanki kapı aralıyordu.

Bu camide idârecilik yapan kardeşlerimiz ise, özünü, kültürünü, tarihini, inancını sâdık, ahlâkını ve edebini şu memlekette korumaya gayret eden yolculardan ve hizmetkarlardan oluşuyordu.

​​​​​​​Bu câmiye pek kıymetli imamlar gönderdi Diyânet İşleri Başkanlığı...

Hakikaten her bireri ayrı ayrı mütevazi imamlar idi, her bireri İslâm’ın heybetini ve sâdeliğini taşıyordu, her bireri bu memleketteki gurbet kuşlarının ruhunu hafifletmeye geldiğini biliyordu.

Bu câmi de yıllarca bize de ibâdet etmek nasip oldu elhamdülillah.

Bir hafta sonu câmiye gittim ders görmeye gelen çocuklar da cemaatle beraber kimi kıraatta, kimi kıyam da , kimi kıraata, kimi ruku da, kimi secdedeydi.

Daha sonra camide sünnetler kılındı ve müezzin gamet getirdi.

İşte biz o tâze evlatlarımız ile, o geleceğimizi şekillendirecek evlatlarımız ile, farz namazını kılmak için ayağa doğru kalkmış ve imama doğru yaklaşıp saf tutmuş idik.

Hakikâten bu evlatlar şu memlekette, karanlıklardaki yıldızlar gibi parlamaktaydı.

Yine bir gün câmiye yöneldim, lakin cemaati kaçırmış ve câmide yalnız namaz kılacağım bilinciyle câmiye yönelmiştim.

Camiye yaklaştığımda çocuk sesleri duyuyordum, hakikate içeri girdiğimde gördüğüm atmosfer beni çok etkilemiş idi.

Neden etkilendiğimi ise şöyle izah edeyim.

53c6eebf-5859-4d61-9133-8376597583a6.jpeg​​​​​​​

Çocuklar çok mutluydu, kimi koşuyor, kimi oynuyor, kimi sohbet ediyor, kimileri de birbirleriyle farklı farklı oyunlar oynuyordu.

Onlar mutlu olunca, biz daha da mutlu oluyor idik. Çünkü mutlu olan çocuklar insanı daha fazla mutlu ederdi, mutlu olmak isteyen atalar, mutlu olmak isteyen imamlar ve öğretmenler nesillerimizi ve çocuklarımızı mutlu etmeliydik.

Belki de bu şekilde yaparak hem kendimizin, hem de nesillerimizin geleceğini şekillendirmiş olacağız.

O günkü imamımız Türkiyemiz den yeni gelmiş, hem cematini, hem de bu cematin evlatlarını, Kur'an ve Sünnet ışığıyla aydınlatıyor ve bilgilendiriyordu.

O İmamımızın ismi Cafer Cici idi.

Diyânet İşleri’nin Avrupa'ya son gönderdiği imam olacaktı kendisi.

Cafer Hocamız hakîkatende uzun yıllar mahallemiz de görev yaptı.

Normal süresini belki iki kez belki de üç kez uzattılar.

Fransa devleti artık Türkiye'den imamların gelmesini istemiyordu.

Burada Fransa'da yaşayanlardan imamlar olsun istiyordu.

Bu Fransız kültürüne de aşina imamlar olsun istiyorlardı.

Ondandır ki Cafer hocamız bu yaza kadar görev yaptı ve hayırlı hizmetini Paris'te tamamladı.

Cafer Hocamız, ülkemizdeki yeni görev yerinde hizmetine başladı ve cemeatinide yeni görev yerine buyur etti.

Tekrar câmideki çocuklara dönecek olur isek, ben Câfer hocamın yanına vardım ve hocama çok teşekkür ettim. Nedeni ise sanki çocuklar için orası cennet ve huzur bahçesine dönmüştü, sâhi cennet bir açılımı da huzur değil mi ? Elbet öyledir, işte o huzuru bu çocuklar câmide bulmuşlar teneffüs ediyordu.

Bu çocuklara kimse camide bağırmıyor, 'şşşt' demiyor, kimse burası oyun yeri değil demiyordu.

Ondandır ki Cafer hocamın bu eğitim metodunu tebrik ediyor, takdir ediyordum.

Söz eki camideyken emeği ve maddi desteği geçen her cemati saygı ve hürmetle anıyor ve duâlar ediyoruz.

Bu camiye de doktora ve araştırma vesilesiyle gelip kalan imamlardan biri de Diyânet İşleri Başkanımız Ali Erbaş Hocamız imiş.

O döneminin Câmii İmam hatibi ise Konyalı Halit Şafak Hocamız imiş.

Ali Erbaş Hocamız bir Paris ziyâretinde, bu câmiye gelmiş ve eski cematiyle buluşmuş ve onlara hitâp etmişti, çok şükür bu hitâbı dinlemek bize de nâsip olmuş idi.

Allah kendilerinden râzı olsun inşaallâh.

70fa7152-5dd8-4f15-a2ce-5b01e4f433e7.jpeg​​​​​​​

Şimdi tekrâr yeni yapılan câmiye dönelim.

Selimiye câmii şu an bir külliye konumunda, Selimiye Camii ve Lale Eğitim ve Kültür Merkezi resmi okul için düzenlendi. Zâmanı gelip, atmosferleri hazır olunca inşaallâh okula dönüşecek Lâle merkezi...

Şimdilik bu merkez, yüzlerce çocuğun bilgi merkezi, tarih ve kültür merkezi, dil ve edebiyat merkezi, sosyal ve manevi bilimler merkezi olarak devam ediyor. Tek kattan oluşan câmimiz ise çok güzel oldu. İçerisi çok geniş, tavanı ise yüksek ve ferâh, içerisindeki hat sanatları sadeliği ve ağırlığı sergilemekte, halımızın turkuaz rengi ve güzelliği bizi memlekete Türkiye'ye götürüyordu.

Camimizin yeni imamı artık burada yetişen gençlerden olmuştu. Diyânet İşleri Başkanlığı, Avrupa'da Liseyi bitiren gençleri Türkiye'ye götürüyor, Türkiye'de geliştirilmiş İlâhiyat Fakültesini okutuyor. Gerekli manevi sosyal dolumlar yapıldıktan sonra tekrar Fransa’ya gönderiyor.

İşte o gönderilen imamlardan ola Hüseyin Arık Hocamız, genç yaşına rağmen cemâtinin gönlüne taht kurmayı başarmış. Bu başarıyı doğallığıyla, bu başarıyı cemâtine ilgisi ve alakasıyla başarmıştır.

Hocamız dini tenimizden gönlümüze, dilimizden kalbimize, kalbimizden de hâlimize taşıyalım diyebilen ümmeti Muhammedlerden olalım demekte ve önce bu söylemleri hâkkında yaşamaya gayret etmekte mâşaallâh.

Berat kandili akşamı eve geldim ve camiye gitmeden önce abdestimi alıp daha sonra da yeni elbiselerimi giydim.

Tam evden çıktım ve kapıyı kitlemeye çalışırken, Afrikalı bayan komşumuz ve genç bir kız aşağı inecekler iken beni farkettiler ve asansörü beklettiler.

Ben de teşekkür ettim ve asansöre bindim, çünkü böylelikle bir kaç dakika daha evvel camiye gidebilecek, okunan Kuran'lardan ve edilen sohbetlerden ve nâsihatlerden nâsiplenebilecektim.

Lâkin kulun planı başka, Allâh'ın planı başkaydı.

Asönsördeki Afrikalı kadın ne tarafa gideceğimi sordu, bir bölge bir mahalle söyledi ve "buradan geçecek misin, ordan geçersen bizi de bırakabilir misin?" dedi, ben de kandil gecesine yetişeyim diye acele ettiğim sıra da, bir an ne diyeceğimi bilemedim, oradan geçmeyeceğim, lâkin acil bir şey vâr ise götüreyim dedim.

Evet evet genç kızımı Fili'yi hastaneye kaldırmışlar dedi.

Hemen âcile gitmemiz gerekiyor dedi.

Biz de kendi kendimize Aziz efendi, önce cân, önce insan, önce sıhhat, önce komşu hakları, önce darda kalanların karanlığını aydınlık etmeli, sonra da aydınlanmış ruhların enerjisiyle kandilleri yaşamak için hem camilere gitmeli, hem evlerimizi, hem de gönül hânelerimizi bereketlendirmeli inşaallâh.

Komşularımızı acil servise bırakmış ve 'bekleyeyim mi?' diye sordum, komşum da; 'yok bundan sonrasını biz hallederiz' dedi ve beni uğurladı.

Ben de gecikmeli olarak caminin yolunu tutmuşum, camiye girdim ve duàya yetişmenin mutluluğunu da yaşamış cemaatle berâber Yatsı namazını da kılmış ve geceden cemaatten nâsibimizi gayretimiz kadar almış idik elhamdülillâh.

Ben vesileyle Anadolu'da Bugün bizler her zamankinden daha bereketli bir üçler geçirir ve yeryüzü insanlığı için de duâ ederiz inşaallâh.

Bu duygularla Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin emektarlarlarını ve kıymetli okurlarını cânı gönülden selamlıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Yolcu Aziz Kaya Arşivi