Savaş Bektaş

Savaş Bektaş

ATATÜRK, ÇOK KATMANLI TOPLUM GERÇEĞİ, CHP, SOSYAL DEMOKRASİ VE SONUÇ :

ATATÜRK, ÇOK KATMANLI TOPLUM GERÇEĞİ, CHP, SOSYAL DEMOKRASİ VE SONUÇ :

ATATÜRK, ÇOK KATMANLI TOPLUM GERÇEĞİ, CHP, SOSYAL DEMOKRASİ VE SONUÇ :

KEMALİST ÖĞRETİ - 2

İktisad kongresi kararları ışığında devletin karma ekonomik modeli benimsediğini görmemiz mümkündür. ilk oturum kararlarında ise toplumsal katmanlara ait düzenlemeleri görebiliriz bu sosyal demokrasinin ilk kez bir devlet kuramında yorumlanması şekli değil midir.  Bu düzenlemenin ve benzerlerinin isim olarak değil ama içerik olarak sosyal demokrasiyi işaret etmesi manidar değil midir ?

Peki sadece iktisad kongresi kararları yeterli midir peki bu benzerliğe sistemin ana unsuru olan devrim ilkelerine de  bakmak gerekli diye düşünüyorum;

  1. Cumhuriyetçilik : Bir devlet ve hükümet yönetim biçimidir. Demokratik parlementer düzenin adıdır.Toplumsal katmanların temsili partiler için demokrasinin yaşam merkezi meclisin kurulması.
  2. Milliyetçilik  : Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir”, “Türkiye halkı, ırken veya dinen veya harsen birleşik ve yek diğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey’ettir” diye tarif etmektedir. Bu tariften daha sosyal demokrat bir tarif varsa buyrun yazın. Bütün katmanları uyum içerisinde birleştirmektir bu izahın adı. Milliyetçiliğin tarifi ise, Atatürk tarafından “Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve münasebetlerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla dengeli bir şekilde birlikte, Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız kimliğini saklı tutmaktır” şeklinde yapılmaktadır.
  3. Halkçılık : Halkçılık, halkı egemen ve her bakımdan mutlu kılmak olduğu gerçeğini benimseyen Atatürk “ egemenlik kayıtsız şartsız milletindir “ sözü ile bütün yetkiyi halka vermiştir. Halkı egemen ve her bakımdan mutlu kılmak sözü başlı başına sosyal demokrasinin kalbini işaret etmiyor mu ?
  4. Devletçilik : Karma ekonomik modellemenin temelleridir.
  5. Laiklik : Toplumsal katmanların uyumu adına en önemli özellik seküler yaşam şekli değil midir?
  6. Devrimcilik : Devrimcilik ilkesi ise, bir yandan Atatürk ilkelerinin korunmasını esas tutan, öte yandan da bu esaslara dayanılarak yeni hamlelerle Türk toplumunun aydın ve ileri yönde gelişim ve geleceğini sağlayacak dinamik bir toplum yaşayış ilkesi olarak benimsenmiştir. 

Bütün dünyanın salgın sonrası doğru kabul ettiği Karma ekonomik model ve sosyal devlet ilkesi ile çok katmanlı ülkeler için ideal olarak adlandırılan sosyal demokrasi ilkesinin farklı bir isimle bize sunulmuş olması ve bizim tarafımızdan anlaşılamamış olması ne acı değil mi ? düşünsenize dünyanın yeni anladığı ve yorumladığı gerçekleri 100 yıl önce biz benimsemiş ve geliştirmiş olsaydık bugün başka yerlerde olurduk.  

Atatürk’ün kurmuş olduğu sistemin sosyal demokrasi, sosyal devlet ilkesi ve karma ekonomi ile nasıl örtüştüğünü uyum gösterdiğini hep beraber inceledik. Bu durum şu gerçeği göstermektedir “ CHP nin günümüz itibari ile  Atatürk ilke ve devrimlerinden  kopuk olmadığını aksine hala onun ilke ve ön görüsü doğrultusunda ilerlediğini net bir şekilde görebiliriz ”

Duymamız gereken pişmanlık ise CHP yi Atanın yoluna 100 yıllık bir süreçte ancak oturtabilmemizdir. Diğer üzücü olay ise devlet olarak bu ilkelerden hızlı bir şekilde uzaklaşıyor olmamız. Bizi özümüze uzaklaştıran özümüzden kopmamızı sağlayan etkenleri iyi gözlemlememiz gerekiyor. Bizi bu sistemden koparan, anlamamızı engelleyen nedenleri bulup özümüze dönmemiz, yeniden gelişimimize devam etmemiz hayati önem arz etmektedir. Bize unutturulan, görmezden gelinen, basite alınan, yok saymamıza sebep olunan bu sistemin adı nedir. Bu sistemin adı Kemalizm dir.

Kemalizm sadece bu ilkelerle sınırlı olmayıp çok daha kapsamlı bir öğretidir.  İyi öğrenip sahip çıkmak yerine düşük profil insanların eleştiri, karalama politikasına yenik düşerek sahipsiz bıraktık bu öğretiyi.  Atatürk ve onun öğretisi 100 yıl sonra yeniden kendini ispatla önümüze gelmiş ve yeniden sahiplenilmeyi beklemektedir. Kemalist Öğreti sadece devleti modellememiş toplumsal katmanları ve yaşam şekillerini dahi uyum içerisinde yaşamaya dizayn etmiş ve geleceğe dönük bir yaşam felsefesi sunmuştur. Toplumun her alanda yaşam kalitesini artırmak adına devrim niteliğinde olan modernleşme hareketinin öğretisidir. Kendi adıma bu sisteme olan vefa borcumu ödemek adına artık bir Kemalist olduğumu her platformda dile getirecek olup Kemalist öğretinin gelişmesi adına çalışmalarıma devam edeceğim.

Kemalist Öğreti adına önerilerim olacaktır. Dikkate alırsanız sevinirim… 

  • Toplumun katmanlarını, gelişimini, tarihsel sürecini bilmeyen bir Kemalist nasıl bir denge kurmayı planlayabilir acaba ?
  • Çok katmanlı bir toplumda kendi katmanım yaşasın diğerlerinin ne hali varsa görsün demek midir Kemalizm ?
  • Katmanları bilmeyen analiz edemeyen kritik eşikleri hakkında yorumlama yapamayan kişi Kemalist  olabilir mi ?
  • Dünyadaki en zor öğretidir Kemalizm çünkü sadece kendine odaklanamazsın en küçük katmana bile sahip çıkmak korumak kollamak zorundasın bu senin özündür.
  • Kemalizm doğası gereği sekülerdir asla inanç üzerinden siyaset yapamaz.
  • Biz Türkiye’nin bütün renklerine sahip çıkarken korumaya çalışırken onları anlamaya çalışırken onlar için var olduğumuzu anlatmaya çalışırken bizi her şeyci olmakla suçlayanlara soruyorum hayatınızda hiç Kemalist oldunuz mu ?
  • Türkiye katmanlar cenneti iken bir katmanı diğer katmana üstün kılmaya çalışmak Kemalizm midir ?
  • Hepimiz önce kendimizi eleştireceğiz. Bakın ben korkusuzca kendi özümü terk etmeden herkesin hassasiyetlerine saygılı olmaya çalışıyorum. Zordur Kemalist olmak çünkü asla kendini kayıramazsın herkesi düşünmek zorundasın...

Kemalist öğretinin yeniden toplum nazarında inşası için bizim değerlerimizle bütünleşmemiz şarttır bu bütünleşme 100 yıldır sürdürdüğümüz şekilde olamayacağı gayet açık ve nettir.  Araştıran, inceleyen, belgeli ve bilgili çalışan, çok okuyan, çok araştıran insanlara ihtiyacımız olacaktır. Geç kaldık anlayamadık idrak edemedik ama yine de dünya ile beraber bu ilkeleri çağın ve günümüzün ihtiyaçlarını gözeterek yeniden şekillendirmemiz ve geliştirmemiz şarttır. Bize sunulan Kemalizm bir öğreti olamaz sözünün ne kadar sığ ve ön yargılı bir söylem olduğunu ve toplum nazarında amacın kötülemek olduğunu daha net görebiliyoruz artık. Kemalizm öğretisini toplumsal sınıfların tamamının faydası üzerine kurgulandığını anlamayarak özel bir sınıf yaratıp bu sınıfı diğer sınıfların üzerinde ve öncelikli görmek bu öğretiyi anlayamamak  ve sistemin gücünden faydalanıp sömürü düzenine dayalı ayrıcalıklı bir sınıf yaratmak kaygısından başka bir şey değildir. Bu kötü niyetin ülkeyi ne hale getirdiği ortadayken ve kemalizm özünden koparılıp halk nezdinde karalanmaya çalışılırken yeniden kurtuluşun tek garantörü yeniden öze yani kemalizme dönüş ile mümkün  olacaktır.

Bu öğretinin temeli toplumsal katmanların uyumu üzerine kurgulanmıştır ve günümüz CHP sinde bu uyuma yönelik gerçekçi bir dönüşüm yaşanmaktadır. Elbette ki hatalar vardır olacaktır da ama önemli olan gerçek ise artık tek katmana göre değil bütün katmanlara göre politika yapılmaya çalışılmasıdır. Bütün katmanların huzuru ve gelişmesini kapsayamayan bir ideoloji veya parti asla yönetmeye talip olamaz görünen o ki CHP özüne dönerek bu anlayışı hayata geçirmiş ve iktidarın en büyük adayı olarak meydana çıkmıştır. Tarihsel süreç göstermiştir ki Atanın öğretisi doğru okunmuş ve ulusu kapsayan bir politika ile CHP her kesimin umudu haline gelmiştir.

Unutulmaması gereken en önemli husus Kemalizm öğretisinin bir toplumsal sözleşme olmasıdır ve bu sözleşme bütün toplum katmanlarının huzuru ve beraber yaşamı üzerine kuruludur. 100 sene geç kalınmış bir öğretinin geliştirilmesine yönelik en büyük destek öğretinin efendisi Mustafa Kemal Atatürkten geliyor.

“ bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin “ bu sözün sahibin öğretisi ölümlü olabilir mi sizce ?

Saygılarımla…    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Bektaş Arşivi
SON YAZILAR