Yeniliklere hazır olmak
Yeniliklere hazır olmak
Kovid-19 krizi yüzyılı aşkın bir süredir gerçekleşen ilk küresel salgın olduğu için çoğu ülke bu duruma hazırlıksız yakalandı. Çin ve Güney Kore örneklerini takiben diğer ülkeler sınırlarını kapatıp karantinalar uygularken birçok ülke benzer taktikleri kullandı. Tüm bu süre zarfında sosyal medya kullanıcıları, uluslarının krizle başa çıkma çabalarını çevrimiçi ortamlardan diğer uluslarla karşılaştırmaya başladı. Devletler başarı öykülerini, dışa yardım projelerini ve hatta teknolojik yeniliklerini çevrimiçi ortamda paylaşarak Kovid-19 sürecinde yeni bir ulusal imaj oluşturma çabasına girdiler.
Kovid-19’un yayılması küreselleşmiş dünyayı adeta test etti. Modern diplomasinin neredeyse tüm mekanizmaları durma noktasına gelse de sosyal medyada aktif kalan diplomatik bir alan belirdi. Çünkü diplomasinin her şartta devam etmesi gerekiyordu. Söz konusu dünya çapında bir salgın olunca, bu krizi aşmanın yolları uluslararası işbirliğiyle arandı. Ancak bu kez geçmişten farklı olarak bu çabalar dijital ortamlarda gerçekleşti. DSÖ ve büyükelçilikler gibi birçok kurum çevrimiçi ortamlarda faaliyet gösterdi. G-7, G-20, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yüz yüze toplantılar yerine video konferanslarda bir araya geldi. Mart ayı içinde birçok dünya lideriyle telefonla görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson’la video konferans aracılığıyla dörtlü zirve gerçekleştirdi. Erdoğan yine bu yöntemle G20 Liderler Olağanüstü Zirvesi’ne katıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bu süreçte 154 Büyükelçi ile video konferans aracılığıyla görüştü. Bu sayede mesafeler aşılarak 75’ten fazla ülkeden 40 bini aşkın Türk vatandaşı yurda getirilerek karantina altına alındı. Ayrıca yurtdışındaki tüm vatandaşlarla sosyal medya üzerinden birebir iletişim kuruldu. Çavuşoğlu Atlantik Konseyi ve Türk Miras Vakfı’nın (THO) organize ettiği toplantıya, NATO Dışişleri Bakanlıkları Toplantısı’na ve bunun gibi birçok uluslararası toplantıya video konferans aracılığıyla bağlanarak mevkidaşlarıyla görüştü.
Önümüzdeki yıllarda hassas siyasi müzakereler, sanal odalardan ziyade yine gerçek odalarda ve gerçek insanların bir araya gelmesiyle gerçekleşecektir. Ancak rutin toplantılar bu süreçten sonra çevrimiçi ortamlara taşınabilir. Dolayısıyla bu krizden edinilen yeni fikirlerin ve yaklaşımların, geleneksel uygulamalarla etkin bir şekilde birleştirilmesi gerekmektedir. Dijital bilgilerin, araçların ve stratejilerin yeniden gözden geçirilmesinin gerektiği bu dönemde atılacak yeni adımlar, ileriki dönemlerde küresel sorunlarla başa çıkmada kritik önem taşıyacaktır. Devletlerin ve özellikle diplomasinin merkezi olan dışişleri bakanlıklarının, iletişim teknolojilerinde yeni atılımlar yapılıncaya kadar, beklenenden daha erken gelebilecek bir sonraki küresel krize karşı hazırlıklı olmaları gerekiyor. Çünkü görünen o ki yüz yüze iletişimi ve dijital iletişimi birleştiren yeni tip bir diplomasi doğuyor.
Nitekim geçtiğimiz Mart ayı sonunda Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılması planlanan Antalya Diplomasi Forumu’nun başlığı tam da bu noktada büyük önem taşıyordu. “Dijital Çağda Diplomasi” başlığıyla gerçekleşecek olan foruma dünya liderleri, dışişleri bakanları ve birçok yerli ve yabancı konuk katılacaktı. Forum’da son aşamaya gelinmişti ancak Kovid-19 sebebiyle bu büyük organizasyon önümüzdeki aylara ertelendi. Tekrar yapılması planlanan forumun bu konuda ülkemize ciddi faydalar sağlayacağı ve gelecek adımları görmede yardımcı olacağı apaçık ortadadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.