Herkes tedirgin; Gözler ise Çin’de

Son yıllarda benzer korku aşılayan haberleri birçok kez duyduk ve gördük. Tehlikeli virüs korkusuyla dünya,  zaman zaman bir çok farklı hastalık ile de tanıştı. Son zamanlarda ise gündeme oturan  koronavirüsü, Çin’de başlayıp tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Semptomları arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve birkaç gün sürebilen bir ateşlenme olarak gözlemlenen virüs,  bağışıklık sistemi zayıf olanlarda; örneğin  yaşlılar ve küçük çocuklarda dikkat edilmezse ciddi bir solunum yolu hastalığına dönüşebilme ihtimali olduğu söyleniyor. Aylardır var olan virüse birçok kişi maruz kalırken yaşamını yitirenlerinin sayısının  180'in üzerinde olduğu açıklandı. Bunlardan ötürü ülkeye giriş çıkışlarda tedbir alınırken  birçok firma ise uçuşlarını iptal etti. Herkes hastalık ile ilgili bir çok şey söylerken tüm canlıları ayırt etmeden, nefes alan her şeyi yiyen Çin’e ayrı bir tepkide buradan geldi.Zaten virüsün de ortaya çıkmasının yarasa çorbasına bağlı olduğuna yönelik birtakım iddialar bulunuyor. Bu virüsün bazı diğer  virüslere oranla daha az bulaşıcı olmasına rağmen iki hafta gibi bir süresinin bulunması en büyük tehlikeyi oluşturuyor. Bu nedenle önlemler de oldukça sert ve kapsamlı. Mesela Dünya Sağlık Örgütü’nün kırmızı alarm ve şehir karantinası önerisinde bulunmamasına rağmen, Çinli yetkilileri başta Wuhan olmak üzere hastalığın çok rastlandığı diğer ufak şehirleri karantina altına alarak bütün ulaşım araçlarını özel temizlikten geçirdi. Kimsenin çare bulamadığı ve bir aşısının bile olmadığı bu virüse karşı en önemli ilacın da hijyen olduğunu belirten uzmanlar, sık sık elimizi yıkayıp olabildiğince insanlarla temastan uzak kalmamız gerektiği belirtiyor.