Çocuklarımız İçin İdeal Aile Modeli Oluşturalım-3
İdeal aile modeline en yakın modelde çocuklarımızı yetiştirebilmek ve eğitebilmek için temelde dikkat etmemiz gereken hususları irdelediğimiz yazımızın 3.’süne devam ediyoruz. Anne – baba olmak hem kolaydır, hem zordur. Anne-baba olmanın formülünü çözen ebeveynler, çocuklarıyla çok sağlıklı bir ilişki kurabilirken, bu formülü önemsemeyen, aramayan aileler ise bunun sıkıntılarını çocuklarıyla beraber çekebilmektedirler.
Anne-baba çocuğa doğru rol model olmaya çalışırlar.
Anne ve baba, çocuğun nasıl bir insan olmasını istiyorlarsa önce kendileri öyle olmalıdırlar. Ahlaklı ve karakterli bir çocuk yetiştirmek istiyorlarsa, kendileri de insanlara iyilik yapan, yardımcı olan, yalan söylemeyen, dürüst olan erdemli bir insan modelini çocuklarına göstermeleri gerekmektedirler. Çocuğa yalan söylememesini tembihleyip, sonra kendisi yalan söyleyen, çocuğun kitap okumasını isteyen ama kendisi eline kitap almayan, arkadaşlarına kötü söz söylememesi için nasihat eden ama kendisi trafikte önündeki araca her türlü hakareti yapan bir ebeveyn söyledikleriyle, yaptıkları örtüşmemektedir. Çocuk bu tutarsızlık içinde haliyle kendisi de böyle hareket edecektir. İşine geleni yapacaktır.
Aile çocukla kaliteli zaman geçirir.
Ebeveynler çocuğu birey olarak önemserler. Ona gereken değeri verirler ve bunun için ona zaman ayırırlar. Anne gün içerisinde onunla oyunlar, etkinlikler yapar ve ev içerisinde sorumluluk kazanması için yaptığı işlere onu da dahil eder. Baba akşam eve geldiği zaman yorgunluğunu bir tarafa bırakarak yaşına göre onunla oyun oynar veya onun dersiyle ilgilenir. Bunu yaparken sabırla hareket etmesi oflayıp, puflamaması veya sinirlenmemesi gerekir.
Çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak için azami gayret gösterirler.
Aile olarak çocuğun psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir. Çocuğun ruh dünyasına sevgi, ilgi, alaka ve merhamet ile yaklaşan aile çocuğun temel psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar. İstenmeyen ve ihmal edilen bir çocuğa en büyük travma yaşatılmış olunur. Ayrıca aile çocuğun beslenmesinden, sağlığına kadar bütün alanlarda gereken desteği verir. Bunlar, ailenin imkanları ölçüsünde gerçekleştirilmesi yeterli olacaktır. Ailenin maddi şartlarından ziyade, ailenin çocuğa gösterdiği ihtimam önemlidir.
Çocuğa ödül ve cezayı doğru bir şekilde kullanır, sözlü ve fiziksel şiddet uygulamaz.
Aile çocuğun kurallara uyması için ödüllendirme ve cezalandırmada orta yolu takip eder. Çocuğun her yaptığının ödüllendirilmesi, ödüllendirmelerin tamamen maddi ölçekte gerçekleştirilmesi haz odaklı olmasına sebebiyet verir. Bu hazzın karşılanmaması durumunda çocuk muhakkak davranış problemleri sergileyecektir. Bunun için ödüllendirme yaparken yapılan olumlu bir hareketin pekiştirilmesinde, gösterilen bir başarıda ödüllendirme yapılması ve bunun yerine göre teşvik, destek mahiyetinde olmasına dikkat edilmelidir. Devamlı maddi ödülle çocuğa bir şeyler yaptırılmaya çalışılması isteklerin bitmemesine sebebiyet verecektir.
Ebeveynler çocuğu terbiye ederken alaycı ve hakaret dolu cümleler kullanmazlar. Çocuğun yaptığı yanlışlar neticesinde fiziksel şiddete başvurmazlar. Çocuğun ne ruhunu, ne bedenini örselemezler. Çocuğu terbiye edeceğim derken aşırılığa kaçıp, tecrit etme, şiddet uygulama, vb.’lerini yaparak, çocuğun korkularını, endişelerini beslemezler. Çocuğu disipline ederken makul uygulamalar yaparlar. Çocuğu disipline ederken, kararlı ve tutarlı bir duruş sergileyerek, iletişime geçerek, sabırla onun problem davranışını anlamaya çalışırlar. Çocuğa yerine göre hak mahrumiyeti, düşünme köşesi, seçim yapma gibi uygulamaları araştırarak, en makul şekilde uygulamaya çalışırlar. Eğer yönetemedikleri bir durum varsa bu durumda gerekirse bir uzmandan yardım alırlar.
Aile ve Çocuk Danışmanı
Özcan Dalgıç