Çocuklarda Ahlak ve Karakter Eğitimi
Modernleşme ile birlikte milletimizin özünde bulunan güzel değerlerin, zamanla dejenere olduğunu görmekteyiz. 3. Sayfa haberlerinde, eskiden kabullenmekte zorlandığımız birçok haberi artık normalleştiği bir dönemi yaşamaktayız. Toplum olarak bu değişimin sancılarının kaynağında birçok faktörden, 2 tanesi önem arz etmektedir. Önemli faktörden birisi aile, diğeri de eğitim sistemimizdir.
Eğitim sistemimizde 2010 yılında müfredata değerler eğitimi programı eklendi. Yaşayan Değerler Eğitimi Programı adı altında, 1995 yılında Birleşmiş Milletlerin 50. yıldönümü kutlamaları için Brahma Kumeris adlı (Raja, Yoga, Meditasyon) Derneğinin hazırladığı uluslararası bir proje olarak uygulanmaya başlanmıştır. UNESCO tarafından desteklenen bu eğitim tüm dünya eğitimcilerinin ortak olduğu ‘Yaşayan Değerler Eğitimi’ adlı bir eğitimdir. Türkiye’de Değerler Eğitimi ilk kez 2010 yılında uygulanmaya başlandı. Belirlenen 12 evrensel değer ise “İşbirliği, özgürlük, mutluluk, dürüstlük, sevgi, barış, saygı, alçakgönüllülük, sorumluluk, sadelik, hoşgörü, birlik’ten” oluşmaktadır.
Esasen çocuklarımıza yönelik bir eğitimi, hele bunun adı ahlaki değerler ise bunu dışarı da aramamıza gerek olmadığını düşünüyorum. Kendi inanç ve kültürel kodlarımızda temel ahlaki değerlerimiz, erdemlerimiz, edeplerimiz fazlasıyla mevcuttur. Diğer tarafta bu eğitimde eksik gördüğümüz bu değerlerin dayanağının olmaması. Bu dayanak inanç ve kültürel kodların içerisinde aranması gerekmektedir. Allah - Peygamber Sevgisi, Anne - Baba - Akraba Sevgisi ve Vatan - Millet - Ümmet Sevgisi, kişinin kaldığı ikilemlerde veya yapacağı yanlışta, aklının ve kalbinin danışacağı, onu destekleyen bir motivasyon ve direnç kaynağının olmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
İnsanların belli olaylar karşısında, nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen öyle davranmaya zorlayan toplumsal kurallarımızı, sosyal normlarımızın neler olduğuna kısaca bakacak olursak;
Değer; “Bir toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli olduğu kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlaki ilke ya da inançlardır. Bireyin belirli değerlerin farkına varabilmesi, benimsemesi, kişiliğini ve karakterini oluşturacak davranışları sergileyebilmesi için verilmesi gereken eğitimlere değerler eğitimi denilmektedir. Biz buna değerler eğitimi, ahlak eğitimi, karakter eğitimi, edep eğitimi de diyebiliriz. Yazılı olmayanlar normlar;
Ahlak; “Toplu olarak yaşayan bireylerin uymak zorunda bulundukları eylem ve davranış kurallarına verilen ad. Ahlak, insanın huylarının ve özelliklerinin bütünüdür. İnsan bu huy ve özelliklerinin etkisiyle iyi ya da kötü davranışlar gösterebilir.”
Erdem; “İyiye (ahlaki olana) yönelmek ve iyi (değerlere uygun) davranmaktır. Değerlere uygun davranan kişiye, erdemli kişi denir.
Örf (Töre); “Toplum yaşamında yararlı ve gerekli olduğuna ortaklaşa inanılan; kimi yerde yasa ve ahlakın yerine geçebilen, yaptırım gücü (kanun veya norm şeklinde) olan kurallara örf veya töre denir.” Adet; “Halk tarafından alışılmış ve yaygın olarak kullanılan davranış şekilleridir. Bayramda akraba ve ahbap ziyaretleri yapmak gelenek: Bir toplumda, eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa geçen kültür mirasları, alışkanlıklar bilgiler ve davranışlardır.” Görenek; “Bir şeyi görülebildiği gibi yapma alışkanlığıdır. Uyulması için yaptırımı bulunmayan, ya da çok az olan davranış öğeleridir.” Dini normlar;
Din Kuralları, “İnsanların Allah veya diğer insanlarla ilişkilerini düzenler. Sevap ve günah gibi yaptırım çeşitleri vardır. Sünnet; “Peygamber Efendimizin yaptığı ve tavsiye ettiği davranışlardır. İnsanı yanlış, çirkin ve kötü davranışlarından kaçınması, doğru, güzel ve iyi davranışları yönelebilmesi için önderin örnekliğidir.” Edep; Bir toplumda örf, âdet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışları, dine ait prensipler sayesinde ruhta kazanılan ikinci bir fıtrat veya daha geniş manâsıyla ruhun dinle bütünleşerek istikrar kazanmasıdır. 1. Haya, utanma, 2. Zerafet, nezaket, 3. İyi ahlak, güzel terbiyedir. Yazılı Kurallar;
Norm (kanun); “Bir toplumda yaptırım gücüne sahip, emredici, zorlayıcı kurallardır. Değerler, normlara kaynaklık eder. Örneğin, değerler, hırsızlığın yanlış ve yapılmaması gereken bir iş olduğunu belirtirken; normlar, hırsızlığı yasaklar ve hırsızlık yapanı cezalandırır.”
Karakter ise, “insanın davranış (tepki) biçimidir; kişilik özelliğidir; kişiliğin parçasıdır. Karakter toplumsal çevrenin etkisiyle, öğrenilme yoluyla kazanılır. Bireyin nerede, nasıl tepki verdiği, nasıl davrandığı onun karakteridir.”
Çocuklarımıza neden ahlak ve karakter eğitimi vermeliyiz sorusunun birçok cevabı vardır. Kısaca;
- Öncelikle çocuğumuzun güzel ahlak sahibi bir insan olması için,
-Çocuğumuzun anne-babaya, büyüklerine, öğretmenlerine ve otoriteye karşı gelmemesi için,
- Araştırmaların düşünceli, saygılı, güvenilir, adil, sorumlu, kısacası iyi insanların yaşamda daha başarılı olduğunu gösterdiği için,
- Çocuğun, yetişkin olduğunda söylediğiyle, yaptığının aynı olması için,
- Çocuğumuzu yükselen şiddet eğilimlerinden uzak durabilmesi ve maruz kalmaması için,
- Kişisel ve toplumsal sorumluluk bilincinde azalma “sahtekârlıkta artış (yalan söyleme, dolandırıcılık, hırsızlık, vb..), iş ahlâkında düşüş (sahte ürün, aldatma, işten kaytarma…) vb. problemlerine karşı çocuklarımızın sağlam kalabilmesi için,
- Kendine zarar verici davranışlarda (madde bağımlılığı ve intihar) artışlardan koruyabilmek için…
Çocuklarımıza öğretmemiz ve bizlerin yaşaması gereken milli ve manevi değerlerimizi, erdemlerimizi, birbiriyle ilintili olacak, “Sevgi, Saygı, Sabır, Şükür, Sorumluluk”, “Doğruluk, Dürüstlük, Yalan Söylememe, Güvenilir Olmak”, “Adalet, Vatandaşlık Görevleri , Aldatmama, Kul Hakkı”, “Yardımseverlik, İyilik yapmak, Paylaşımcı Olmak”, “Dostluk, Kardeşlik, Eşitlik, Mahremiyet”, “Cömertlik, İnfak, Misafirperverlik”, “Tasarruf, Tutumluluk, Dayanışma”, “Edep, Nezaket, Tevazu, İffet, Alçakgönüllülük”, “Hoşgörü, Merhamet, Empati, Hüsnü Zan, Vefa, Affetme”, “Cesaret, Özgüven, Liderlik”, “Onurlu Olmak, Şerefli Olmak, Barışçıl Olmak”, “Merak, Çalışkan, Başarılı, Üretken, Azimli Olmak”, şekilde gruplayabiliriz. Bunlara baktığımızda batının ahlak anlayışının içinde olmayan değerleri, kendi değerlerimizin için var olduğunu görmemiz mümkündür.
İnanç, külterel ve ahlaki değerlerimizi bozan etmenleri “Aile Yapısının Bozulması, Arkadaş İlişkileri,
Medya (Yazılı ve Görsel Basın), İnternet (Sosyal medya, Müstehcen Web Siteleri), Bilgisayar Oyunları (Ölüm, kan, müstehcenlik), Bağımlılıklar (Sigara, İçki, Uyuşturucu), Sekülerleşme, vb…”, devlet ve millet olarak iyi tahlil etmek, özelde ailelerin çocuklarına gereken yaklaşımı göstermesi, genelde ise devletimizin burada alması gereken tedbirler ile geleceği güzel bir şekilde inşa edebiliriz. Sağlıkla ve esenlikle kalın…
Özcan Dalgıç
Aile Danışmanı
Çocuk ve Ergen Psikoterapisti