Ön yargılı olmayalım
Atalarımız “gözünle gördüğünün bile yarısına inan” demişler. Aslında ne de güzel demişler. Bazen görünen şeyler insanı yanlışa sevk eder. Görünenin ardındaki gerçeği öğrenmemiz durumunda işin aslını öğrenmiş oluruz.
O nedenle birisini tanımak yerine sağdan ve soldan edindiğimiz ve doğruluğu ispatlanmayan şeylerle karşımızdakine yaklaşmamalıyız. Edindiğimiz ön yargı bizi hataya sürükleyebilir. Aslında bu gibi insanlardan ayrı durmak yapacağımız en güzel şeydir. O insan sana yakın olabilir ama hiçbir zaman seni tanıma zahmetinde bulunmayacaktır. Sana her baktığında niyet okuma derdinde olduğunu anlayacaksın. Bu o kadar rahatsız edici bir durum ki...
Ön yargılı olan kişilerin hata yapma ihtimali çok yüksektir. Aynı şekilde ön yargılı olan kişilerde her zaman için karşısındakine bir adım uzaklıkta ve tedirgindir. Sana bir soru sorar samimiyetsiz bakışların sahibi. Tuzaktır aslında o soru. Kurulan cümle güzel, kaşlar çatıktır. Vereceğin cevap hiçbir zaman tatmin etmez onu. Çünkü niyet okumadan kaynaklı ön yargının mahkûmu olmuştur. Sorduğu soruya verdiğin cevap ne kadar doğru ise, sana olan kini o derece artar.
Ön yargıdan kurtulamayan kişiler her zaman için eleştiriye tahammül edemezler. Onun düşüncesine ters bir fikir beyanı bile onun için, ileride sana karşı kullanacağı bir kozdur. Ufku dardır samimiyetsiz kişiliklerin. Ufku darların komplo teorisyenliği geniştir. Dedim ya, niyet okumadır onların derdi.
İş ve sosyal hayatımızda ön yargılı olmamalıyız. Tabi ön yargılı olduğunu tahmin ettiğimiz kişilerden de uzak durmalıyız. Öyle birisi ile dost olmak demek, her zaman diken üstünde olmak demektir. O kişi ile bir arada iken tedirgin olmak yerine o kişi ile dost olmamak daha güzeldir. En azından kendini korur ve düşüncelerini saklarsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.