Dünkü yazımda bahsetmiştim, CHP Atatürkçü çizgiye geri dönmelidir. CHP için temel gereklilik budur. Bunun dışındaki her şey sadece parti içerisindeki koltuk kavgasını işaret eder. Ama bu seçimde kazanmış olmak Ak Parti’yi de rahatlatmamalıdır. Yani karşısında güvenecek bir lider bulamadığından Tayyip Erdoğan’a yönelen vatandaş güvenebileceği bir lider bulduğu anda yönünü değiştirecektir. Ak Parti vekilleri sadece Lider Erdoğan’ın politik tecrübesinden yararlanmaktadır.

Bir tarafta tek başına yüzde 49 oyu olan Lider Erdoğan diğer tarafta tek başına yüzde 10 oyu olmayan Lider Kılıçdaroğlu bu ikisinin arasında yüz kere seçim yaptığınız zaman vatandaşın temayülü çok fazla değişmeyecektir. Ama Ak Parti’de de vekiller tek başına yüzde 49 oyu olan Recep Tayyip Erdoğan’ın oyları sayesinde bulundukları konumu korumaktadırlar. Bunu iki taraf da bilmelidir.

Seçim kaybeden CHP seçmeninin sosyal medyada depremzedelere saldırması, hakaret etmesi de CHP için bu kaybın çok daha büyümesine yol açacak gibi gözükmektedir. “CHP’ye oy vermeyen seçmen cahildir” tezi en hafif izahıyla lakaytlıktır.

Hâlbuki burada bakılması gereken en önemli konulardan birisi CHP’nin ortaklarıdır. Yani mesela DP’yi düşünün. Konya’da 31 ilçede örgütü yoktur. Türkiye genelinde örgütlenmesi tartışma götürür. Tek başına girse alacağı oy 10 bin civarındadır. Ama 3 milletvekili ile Meclis’e girmiştir. Yine aynı şekilde Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Ümit Çebi’nin yaptığı paylaşım gibi SP “Eksi yüzde bir” oy ile 10 vekil çıkarmıştır. Gelecek Partisi, CHP sıralarından 9 vekil çıkardı, bilindiği üzere birisi Konya Milletvekili. Deva Partisi de CHP sıralarından 14 milletvekili çıkardı. Yani anlayacağınız 40’a yakın milletvekili CHP’nin içerisinden, CHP ile alakalı olmadan çıkmış oldu. 169 civarında milletvekili çıkarmış olan CHP sandalye sayısı eğer bu CHP’li olmayan vekiller ayrılırsa 130’lara düşmüş olacak. Peki, CHP kendi başına girmiş olsaydı bu 130 milletvekilini çıkaramayacak mıydı? Bence çok daha fazlasını çıkarırdı. Ama ne DP, ne Deva, ne Gelecek, ne Saadet partilerinin tek başına girseler bu kadar vekil çıkarma şansları hiç yoktu. Dolayısıyla hani bir fıkra vardır ya “ağam biz bu b.ku niye yedik” diye; durum tam da buna geldi.

Peki şimdi ne olacak?

CHP’de genel başkan kazanı kaynamaya başladı. CHP’de kaybeden sadece Genel Başkan Kılıçdaroğlu değil tabii ki. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu da, Ankara’da Mansur Yavaş da kaybedenlerdir. Dolayısıyla Mansur Yavaş CHP’li olmaması nedeniyle belki bir hesap peşinde olmayacaktır ama Ekrem İmamoğlu parti tabanının da desteğini aldığı bu dönemde illaki CHP Genel Başkanlığını düşünecektir. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nu bundan sonra genel başkanlık koltuğunda, mazeret ne olursa olsun, CHP tabanı rahatsız edecektir. Tabii ki popüler aday Ekrem İmamoğlu’nun dışında illaki partililerin kafalarında genel başkanlık için düşündükleri bir aday da muhakkak vardır. Bundan sonraki süreç CHP içerisinde yine genel başkanlık tartışmaları olacaktır.

CHP’de durum böyle de, İyi Parti çok mu rahattır? Tabii ki hayır. Meral Akşener masayı devirmiştir. Ortaklarına çok ağır söylemlerde bulunmuştur. Ve sonra da gelmiş o masaya yeniden oturmuştur. İyi Parti içerisindeki bir kısım düşünce, masadan kalkmaması yönünde iken diğer bir düşünce de tekrar masaya oturmaması gibi gözüküyor. Yani iki taraf da yapılanı doğru bulmuyor. Millet İttifakı’nın unsurları bu seçimin kaybının en büyük mimarının Meral Akşener olduğunu düşünüyor.

Daha evvel ki bir yazımda yazmıştım. Kemal Kılıçdaroğlu oyunu çok iyi kurmuş, Meral Akşener’i sıkıştırmış ve masanın dışında atmış daha sonra da geri gelmesi sağlanmıştı. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu kendisini “Meral Akşener masayı bozarak seçimi kaybetmemize neden oldu” mazeretini kendi partisine sunacağını anlatmıştım. İşte gelinen aşamada durum zaten böyle oldu.

Yani anlayacağınız, Millet İttifakı’nın iki büyük partisinin liderleri kaybeden olurken diğer SP, GP, Deva ve DP kazanan liderler oldu.

Tabii ki siyaseten uzun vadede bu partiler, bu durumu nasıl değerlendirilecek ve kullanılacak bunu hep beraber yaşayıp göreceğiz.

Dostlukla kalın.