Bu ülkede hiç kimse 2002 yılından bu yana vatandaşların ayrıştırıldığını, ötekileştirildiğini ve insanlar arasında bir gerginlik yaratıldığının aksini sanırım savunamaz. 14 yıl sonra gelinen aşamada bu ayrışmalar iyiden iyiye kendini göstermektedir.

Bu durum bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan düşmanları diğer tarafta Kemal Kılıçdaroğlu düşmanları halini almıştır maalesef.

Tabii ki bu konuda sadece bir tarafı suçlamak doğru olmaz. Bu durumda iki tarafın da katkıları çok büyüktür.

“Ulusalcı” dediğimiz kesim, AK Parti’nin “çözüm süreci”ne bakışından dolayı ve gerek terör örgütüyle gerek terör örgütünün başıyla müzakere yapılmasının doğru olmayacağını düşünerek, o zaman ki genel başkan olan Recep Tayyip Erdoğan’la aralarını bozmuşlardı.

Bunların yanı sıra Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma üslubu, argoyu kullanması, insanları çok kolay kategorize edebilmesi bu ayrımcılığı Erdoğan aleyhinde pekiştirmişti.

Ancak öteki tarafa gelirsek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, eleştirilmesi konusunda insanların eline verdiği birçok koz oluşmuştur. Öncelikle “solun umudu” gibi gösterilerek büyük umutlarla genel başkanlığa taşınmış ancak kendisi hiçbir başarı elde edememiştir. Hatta seçmen sayısıyla falan kıyaslasak CHP’nin oyunu bile arttırmamıştır.

Son zamanlarda CHP milletvekillerinin Cizre raporunda veya güneydoğuya gidip oralarla ilgili yayınladıkları raporların içerikleri, orada sanki PKK ile Türk askerinin sanki aynı statüdeymiş gibi gösterilmesi ve askerin yargılanmasının istenmesi vatandaş tarafından doğru karşılanacak veya anlaşılacak durumlar değildir.

“Demokrat olacağım” adına teröristleri ziyaret etmesi ve bunu televizyon ekranlarından deklare etmesi vatandaşlar tarafından çok da anlaşılacak konular değildir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletine silah sıkarken veya bomba atarken veya da yıkmaya uğraşırken yakalanan bir teröristin ziyaret edilmesi malumunuz olduğu üzere bir demokratik tavır göstergesi olamaz.

İşte bu ayrımcılıklar, bu gerginlikler, bu ötekileştirmeler nitekim geldiğimiz noktada neredeyse büyük bir düşmanlığa yol açmış bulunmakta…

Durum böyle olunca da işte Recep Tayyip Erdoğan’a küfürler ve hakaretler; Kemal Kılıçdaroğlu’na yumurtalar ve mermiler devam edip gidiyor.

Bu durum ne yapıp ne edilip çözülmelidir. Vatandaşlar bu ayrıcılıktan kendi ayrımlarını yaratmaya çalışırlarsa o zaman iş daha da kötüye gidecektir.  Sakin olmak ve sağduyulu olmak zamanımızda en fazla ihtiyaç duyduğumuz şeydir.