Asayiş berkemal
Konya’da son zamanlarda asayiş ve emniyet açısından gelişmeleri bilmiyorum fark ediyor musunuz? Ben gazeteciliğin dışında bir Konyalı vatandaş olarak bunun çok farkındayım. Bakın daha geçen Perşembe yaşadığımız olayı anlatayım bana hak vereceksiniz.
Perşembe günü iki gazeteci arkadaşımla iftar programından çıktık ve evimize doğru gidiyorduk. İsmet Paşa İlkokulunun önündeki yolda yani İstanbul caddesinde asayiş uygulaması vardı. Tabii ki genç polis arkadaşlar bizi de durdurdular. Gayet kibar bir biçimde araçtan dışarıya alacaklarını ve de aracı arayacaklarını belirttiler. Tabii ki vatandaşlık bilincine sahip bir vatandaş olarak “gıcıklık” yapmasam olmazdı. “Arama izniniz var mı” dedim? Yine genç polis arkadaşlardan birisi hemen koştur koştur, yine gayet kibar bir şekilde kendi araçlarından mahkeme kararını getirdi. 3 sayfalık kararı aldım yine aynı “gıcıklıkla” uzun uzun okudum. Karara göre 4-5 yerde asayiş uygulaması vardı. Aslında maksadım biraz da yeni polis memurlarına karşı yöneltilen eleştiriler konusunda merakımı gidermek. Neyse, arama kararını geri verdim, onlar da arabayı aradılar, sonra da teşekkür ettiler ve bindik aracımıza yola devam ettik. Ve gayet kibar, gayet sabırlı ve gayet bilinçli bir polis ekibi gördüğümü belirtmeden geçmeyeyim. Ben de orada görev yapan genç kardeşlerimi gerçekten tebrik ediyorum.
Bu konuda yazacağım bu kadar değil. Cumartesi günü gece 01.00 civarı eve dönerken iş merkezlerinin orada Hulusi Baybal caddesinde yine bir asayiş uygulaması vardı. Uzun süredir merkezde böyle uygulamaları görmediğimiz için bu yapılanların çok iyi olduğunu belirtmek gerekir düşünüyorum. Bir de şunu belirtmeliyim ki bu uygulamalarda uyuşturucusundan sahte paraya, ruhsatsız silahtan sahte alkole kadar her şey ele geçiriliyor. Ve bu uygulamaların sık sık yapılmasında fayda olduğunu düşünenlerdenim. Hatta bu tür uygulamalarda “ben şuyum, ben buyum, beni aramayın, siz benim kim olduğumu biliyor musunuz” gibi absürt işlere kalkışmayın ki işini yapan memurları da işten soğutmayın diye salık veririm.
Bu konuyla ilgili, Konya’nın değerli siyasetçilerinden, daima rahmetle ve minnetle andığım Nezir Büyükcengiz’le hiç unutamadığım bir anım var. 1995’te DYP-SHP koalisyonu varken. CHP ve SHP birleşiyor, Deniz Baykal CHP Genel Başkanı oluyor. Aynı zamanda Tansu Çiller’in başbakanlığında, başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanlığı görevinde iken Nezir Büyükcengiz de CHP Konya İl Başkanı görevini yürütüyor.
Beraber Nezir Büyükcengiz’in aracıyla gelirken Mareşal Mustafa Kemal İlkokulunun önündeki caddede bir asayiş uygulaması yapılıyor. Nezir Bey’in de aracını da durdurdular. Polis Memuru önce “araçtan iner misiniz diyecekti” camdan Nezir Bey’i görünce tanıdı. Nezir Bey “memur bey ben CHP İl Başkanı Nezir Büyükcengiz inelim mi araçtan” diye sordu. Polis memuru da kibarca “gerek yok efendim iyi yolculuklar” dedi geçmemizi sağladı. Giderken Nezir Bey’e “Başkanım polis araçtan inin aracı arayacağız deseydi ne yapacaktınız” dedim. Malum iktidar ortaklarından birinin il başkanı. Nezir Bey dedi ki “eğer ‘inin arayacağız’ deseydi inecektik, o da görevini yapacaktı” dedi. Bu anı hep aklımda kalmıştır. Ve de gerçekten görevini yapan insanların görevini aksatacak, görevden soğutacak durumlardan uzak durmalıdır.
Şehrin birinde biraz da böyle güzel manzaralı mesirelik bir alanı (mesela bizim Akyokuş gibi) insanlar “alem” yeri olarak kullanıyorlarmış. Günün birinde bu alana çok büyük bir site yapılmış ve de yaklaşık 2-3 bin kişi yaşamaya başlamış. Ama aynı zamanda o alanı şehrin “alemcileri” alem yapmak için kullanmaya devam ediyorlarmış. Sarhoş naraları, silah atma sesleri, her türlü düzen bozucu olay yaşanıyormuş. Tabii ki sitede oturan insanlar bu durumdan rahatsızlarmış. Emniyet buna bir çözüm yolu bulmuş ve oraya bir ekip koymaya başlamış. Ekip oradan gelenleri geçenleri durduruyor, kimlik soruyor ve arama yapıyormuş. Ama işin ilginç tarafı şu; ekip bu tarafa giden bir aracı durduruyor arama yapacak, aracın içindeki kafasını uzatıyor “sen benim kim olduğumu biliyor musun, ben bu sitede oturuyorum” diyor. Gariban memur ne yapsın, bir böyle, üç böyle, beş böyle tabii ki görevini yapamaz duruma gelmiş. Tabii ki oradaki “alemci tayfa” da bu gevşekliği fırsat bilmiş. Site sakinleri de oradaki asayiş sıkıntısından sürekli muzdarip olmaya devam etmişler. Bu durum şehrin birinde gerçek olmuş bir olay yani. Polis memurları da “sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye tehdit alıp durunca önce işlerini savsaklamaya sonra da orada uygulama yapmamaya başlamışlar.
Şimdi Konya’da, geldiğimiz aşamada çok iyi çalışan bir Emniyet Teşkilatımız var. Ve kadrosunu en ergonomik şekilde kullanarak her türlü soruna ulaşıyorlar. Bu teşkilata destek vermek de eğer rahat yaşamak istiyorsak her birimizin görevidir.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.