Arif AYTÜRK

Arif AYTÜRK

İş kazalarından korkan işverenler, meslek hastalığından haberiniz var mı?

İş kazalarından korkan işverenler, meslek hastalığından haberiniz var mı?

İş kazaları,ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olarak gündemdeki yerini hep koruyor.İş kazalarının önlenmesinde oldukça geriyiz.Kaza oluş sıklığında dünyada oldukça başları çekmekteyiz.

2012 yılında iş güvenliği hususunda ayrı ve bağımsız bir Kanun yürürlüğe konulduğu,çok sayıda uluslararası sözleşme ülkemizce de kabul edildi. Sonuç elde var sıfır.1973-1974 yıllarında yürürlüğe konulan Tüzükleri alıp inceleyin(1) ve İLO'nun hazırladığı uluslararası standartları kapsayan sözleşmelerle karşılaştırın. Bizim 40 yıl önce yürürlüğe koyduğumuz tüzüklerdeki düzenlemelerin mükemmelliğine şaşarsınız.Yani biz 40 yıl önce işçi sağlığını ve iş güvenliğini görmüş ve standartları belirlemişiz. Ancak bu gün geldiğimiz nokta,sürekli mevzuatta hata aramak,ha bire mevzuat değişikliğine giderek soruna çözüm üretmek. Temel halledilmesi gereken sorun şu; iş kazalarının önlenmesi bir kültür,eğitim ve yaşam biçimi işidir. Olaya böyle bakmadığınız takdirde hiçbir sonuca gidemeyiz. Başta iş güvenliği kültürünü, kendi can güvenliği tehlikeye giren işçiye anlatmak gerekiyor.

İş Kazasını hiçbir işveren istemez.Bir işyerinde kaza olunca,bunun görünen olumsuzlukları yanında,görünmeyen daha büyük olumsuzlukları olmaktadır. Firmalar itibar ve verim kaybına uğramakta,hele hele büyük kazalarda, savcılık ve ceza kovuşturması yanında tazminat davaları gibi birçok olumsuzlukla demoralize olmaktadır.

Olaya işçiler yönünden bakıldığında tam bir felaket ortaya çıkmakta, uzuv kaybı ve ölüm gibi telafisi imkansız sonuçlara katlanılmakta, uzvu kaybolan işçi,mesleğini,geleceğini kaybedip ekonomik ve psikolojik bozuklara varan yaptırımlara maruz kalmaktadır.Bu yaptırımlar sadece işçiyi değil işçinin tüm ailesini etkilemektedir.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen hem işverenlerin hem de işçilerin duyarsızlıkları sonucu iş kazaları bir türlü önlenememekte her geçen gün artmaktadır.

Ülkemizde en az iş kazaları kadar önemli olan başka bir husus meslek hastalığıdır.Bu gün dünyada doktorlar, kendisine başvuran hastalara ilk önce "hangi mesleği yaptığını" soruyor.Doktorların üzerinde birleştikleri husus;"bana mesleğini söyle,sana hastalığını söyleyeyim"  sözüdür.

Kas,iskelet yapısından,dolaşım,kalp, akciğer hastalıklarına kadar çok sayıda hastalığın mesleki olduğu artık kanıtlanmıştır.Bir ofiste bilgisayar kullanan kişide gelişecek "karpal tünel sendromu" da meslekidir, maden ocağında çalışan işçide gelişen akciğer hastalığı da.Yine gerektiği şekilde havalandırması yapılmamış bir sanayi tesisinde çalışan kaynakçıda gelişen hastalık ta...

Günümüzde meslek hastalığı sanıldığından daha çok yaygındır. Ancak buna ilişkin teşhis ve tespiti yapacak kuruluş yok denecek düzeyde ve sistematik değildir.

2005 yılından önce  SSK döneminde, Türkiye'de biri İstanbul Kartal'da, biri Zonguldak'ta ve biri de Ankara'da olmak üzere üç tane meslek hastalıkları hastanesi bulunmakta idi.Türkiye'de en çok meslek hastalığının olduğu iller de bu hastanelerin bulunduğu illerdi. Bu durumun da gösterdiği üzere günümüzde meslek hastalığının çok fazla gündemde olmaması, bu hastalığın olmadığını değil, aksine tespit ve takibini yapacak teşkilatın olmadığını ortaya koymaktadır.

Bir işyerinde meslek hastalığı ortaya çıktığında, işverene olan yaptırımı aynen iş kazasında olduğu gibidir.İş kazasına ilişkin tüm yasal düzenlemeler meslek hastalıkları için de geçerlidir.İşverenin cezai,hukuki (savcılık ve ceza kovuşturması, tazminata maruz kalması vb.) sorumlulukları aynen iş kazalarında olduğu gibidir.Zaten SGK'nca alınan sigorta primlerinin %2 lik kısmı," iş kazaları ve meslek hastalıkları primi" ne ilişkindir.

Meslek hastalığının bu gün için tespit ve takibinin iyi yapılmıyor olması, gelecekte sorun çıkmayacağı anlamına gelmemektedir.İşverenlerin aynen iş kazalarında olduğu gibi,meslek hastalıkları yönünden de  ciddi bir sorumluluk altında oldukları bilinci ile önlem almaları kendi yararlarına olacaktır.

Gelecekte çok para kazanmak isteyen avukatlar, bana göre,henüz bakir olan meslek hastalıkları konusuna yönelecek ve bu gün işçi alacakları yönünden sarf ettikleri çabayı meslek hastalıklarına kaydıracaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif AYTÜRK Arşivi
SON YAZILAR