Aslını yıkar fotokopisi ile mutlu oluruz…
Bizde değişik bir çalışma sistemi vardır. Tarihi sütunları bir hiç uğruna yıkar yok eder yerine kağıt fotokopisini koyar ve onlarla mutlu oluruz!
Neden bahsettiğimi bilemediniz değil mi?
Mevlana Müzesi'nin etrafında bulunan ve çok birinci derecede olmasa da müzeyi çevreleyen tarihi taş sütunlardan.
Müzenin arka girişi olan aynı zamanda protokol araç giriş kapısının hemen girişine Büyükşehir Belediyesi tarafından çok fazla gerekli olmasa da yıllar önce bir umumi tuvalet yapılmıştı.
Bu tuvaletin kullanılması için de müzeyi çevreleyen eski taş sütunların büyük bölümü yıkılarak yok edilmişti.
Bu tuvalet tam olarak kullanılmadan Büyükşehir Belediyesi bu kez müzenin arka giriş kapısının tam karşısına trafik akışını bile büyük ölçüde sıkıntıya sokan ve milyonlar harcanarak yapılan bir tuvaleti daha hizmete açmıştı.
Bu nedenle müze içerisine yapılan ve kullanılması için canım taş sütunların yok edildiği tuvalet de boşa çıkmış oldu.
Şimdi o yıkılan ve çöpe atılan taş sütunların yerinde ne var biliyor musunuz? Taş sütunların birebir aynısı gibi yaptırılan ve uzaktan bakıldığında taş sütunlar ile aynı görünen branda fotokopiler.
Bu yüzden yukarda ki başlığı kullandım. Tamamen plansız bir çalışmanın ürünü olan tuvaletin yapımı için heba edilen o taş sütunların nerede olduğunu bilmiyorum ama yerine fotokopilerinin konulduğunu herkes üzüntü ile takip ediyor.
Fotoğrafta da görüldüğü gibi hangi akla hizmet yıkıldığı belli olmayan güzelim taş sütunların yerine konulan ve harika göz boyayan fotokopi sütunlar ile milletle sanki alay ediliyormuş gibime geliyor.
İşin bir diğer ayıbı ise müzeyi çevreleyen tüm sütunların büyük bölümünün göçecek seviyede parçalanması ve bir çoğunun yıkılmaya yüz tutması.
Eğer kalan sütunlar için gerekli önlem alınmazsa müzenin bir simgesi haline gelen o güzelim sütunlar yok olup gidecek.
Ama hiç önemli değil asılları gitse bile biz kısa sürede yerine fotokopilerini yapar koyarız. Kimse de bir şey demez.
Madem müze içerisine bu tuvaleti yaptınız hemen karşısına milyarlar harcayarak ikinci bir tuvaleti neden yaptınız? Hem de trafik akışını hiç düşünmeden.
Madem bu tuvaleti yapacaktınız müze içerisinde ki o mis kokulu ıhlamur ağaçlarını bir gecede yok ederek ve müzenin çevre sütunlarının büyük bölümünü parçalayarak o tuvaleti neden yaptınız?
Bir işi yaparken illaki bir yerleri yıkmak ve tarihi yok etmek zorunda mısınız? Gelin Mevlana Müzesi etrafındaki tüm sütunları bir kez daha gözden geçirin ve bakımlarını yapın. Yoksa onların yerinde de brandalara yapılmış tarih fotokopilerini kimse görmek istemiyor artık.