Terörle yaşamak istemiyoruz
Özellikle son günlerde artan terör olayları karşısında millet olarak vurdumduymaz olduk. 1990’lı yıllarda olduğu gibi şehit haberleri basın ve yayın organlarında sıradan haber gibi verilmeye başlandı. İnsanlar terör karşısında adeta “ dili lal gözü kör” bir vaziyet almaya başladı.
Siyasilerden gelen demeçler ise ayrı bir sıkıntı. “Terörle yaşamaya alışalım” gibi çok abes açıklamaları vatandaş olarak kabul etmiyoruz. Türk Milleti olarak terörle yaşamak mecburiyetinde değiliz. Biz terör yapanları sindirecek, onları bu ülkeden kovacak güç ve kudretteyiz.
Kimse Türk Milletinin gücünü sınamaya kalkmasın. Bu millet PKK’sını da İŞİD’ini de DHKP-C’sini de bir kaşık suda boğacak kudrete sahiptir. Onların tükürüğünü boğazlarına tıkar, biz millet olarak onları tükürükle boğarız.
Ama barış ve kardeşlik hüküm sürsün, analar, bacılar ve eşler ağlamasın diye “çözüm süreci” denilen şeye katlandık ise bu korkaklığımızdan değil, Atatürk’ün “Yurtta sulh, dünyada sulh” sözünü ilke edindiğimiz içindi. Ama birileri bu süreci suiistimal ederek kendince fırsat yakaladığını sandı. Ama yanıldıklarını anlayacaklar.
Ülkemin insanı da üç beş ipleri dışarıda olan terörist bozuntularının ve bunların iç yardakçılarının sözlerine dayanarak, “kalabalık yerlerde durmayın”, “AVM’ler gibi yerlerde bulunmayın” gibi insanları korkuya sevk eden davranışlardan da kaçınmamız gerekmektedir. Bu gibi durumlar terörden beslenenlerin istedikleri bir durumdur. Çünkü zaten onların amaçları insanlara korkuyu aşılamaktır.
78 milyon hep birlikte ve güçlü bir şekilde terörün, teröristlerin ve terörden nemalananların karşısında sert bir kaya gibi durmalıyız. İşte o zaman amaçlarına ulaşamazlar. Türk’e kefen biçen bu dış güçlerin yerli işbirlikçileri bunu zamanla göreceklerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.