Ülkemizde kredi kartlarının adeta bir gelir unsuru olarak gösterilmesi gibi bir yanılgının ardından kredi kartı ile borçlananların seviyesi günden güne artmaktadır. Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle vatandaşın borçlarını ödeyememesi sonucunda da borçlu vatandaş sayısı hızla artarken icra daireleri de bir o kadar artmaktadır.

Bankaların sorumsuzca ve albeni reklamlarla yapmış olduğu kredi kartı ve ihtiyaç kredisi reklamları ile vatandaşı adeta sömürmektedir. Ülkemizde kredi kartları ile kazanmadan harcamayı öğrenen vatandaşlar, zaman içerisinde kredi kartlarının borçları ile boğulmaya başlamıştır.

Kredi kartları ile sorumsuzca harcamayı alışkanlık haline getiren vatandaş, sürekli gerileyen reel gelirleri nedeniyle atık borçtan korkmak sınırını aşmışlardır. Çünkü önlerinde tek bir yok bırakılmıştır, taksitle yaşayıp borçla ölmek.

Kredi kartı verirken en gülen yüzünü gösteren bankalar alacakları konusunda adeta şahin olmaktadır. Vatandaşların bankalara olan borçlarının her geçen gün artması sonucu ülkemizdeki icra daireleri sayısında da rekor artışla 900’e ulaşmıştır. Bu da demektir ki her ile 11 icra dairesi düşmektedir.

Son olarak yapılan araştırmaya göre ülkemizde her üç kişiden birisi icralık durumdadır. Ekonomik kesimlerin  bankalara olan borcu yaklaşık olarak 2.7 trilyon lirayı bulmaktadır.

Bireysel kredi ve kredi kartı borçları 20 milyar lira oldu. 5 milyon üniversite mezunu da borç batağında.

CHP’li belediyelerin 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin ardından yaklaşık bin işçiyi bu ekonomik sıkıntılara rağmen işten çıkartması ile borçlu vatandaş sayısı günden güne artmaktadır. İşsiz ve borçlu olan vatandaşların bazıları intihar etmekte ve borcunu ödemek için yasal olmayan yollara baş vurmaktadır.

Her gün yedi bin icra dosyasının icra dairesi müdürlüklerine geldiği ülkemizde her doğan çocuk borçlu olarak doğmaktadır. 20 milyonu aşan icra dosyaları ile adeta büyük bir sosyal patlamanın eşiğine gelmiş ülkemizde yetkililerin bir an önce bu bunalıma çare bulması istenmektedir.