Sille’de iki farklı uygulama
Hafta sonu Sille’ye giderek bir değişiklik yapmak istedim. Ailemle beraber yaptığım Sille turunda hem güzel ve hem de üzücü bazı gözlemlerim oldu. Bilindiği gibi Sille,tarihi neolitik çağa kadar uzanan Konya’nın tarihi bir mahallesi. Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinde de ipekyolu üzerinde önemli kentlerden biri idi.
Özellikle mübadele döneminde Ortodoksların yaşadığı bir yer olan Sille, günümüzde önemli ziyaret merkezlerinden biridir. Sille’nin tarihi sit alanı olarak ilan edilmesinin ardından gerek özel teşebbüs ve gerekse de Selçuklu Belediyesi’nce önemli restorasyon çalışmaları yapılmıştır.
Sille şu anda girişinden tutunda çıkışına kadar parke taşlı yolunun etrafından yapılan parklar, kafeler, yeme ve içme merkezleri ile insana huzur veren bir yer. Hafta sonları araçların Sille’nin içerisinde alınmaması insana ayrı bir güven veriyor.
Ancak bu kadar güzelliklere sahip olan Sille’de başınızı kaldırdığınız zaman görebileceğiniz eşsiz tarihi değere sahip mağaralar için aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Bir kere mağaralara çıkmak için zorlu bir parkuru düşmeden aşmanız gerek. Daha sonra mağaralara girmek ayrı bir cesaret işi.
Bazı mağaralar adeta kokmaktadır. Vatandaşlar içeriye girmek istese dahi girememektedir. Ayrıca mağaraların girişine veya içine yazı yazanlar, bu tarihi havayı adeta katletmişler. Sevgisini taş duvarına yazan bu densizler, tarihimizi de tahrip ettiklerinin farkında mıdır acaba?
Aya Elenia Kilisesine ne kadar güzel bakım ve restorasyon yapıldı ise, mağaralara aynı şekilde bakılmamış maalesef. Mağaralar kendi hallerine ve burayı ziyaret edenleri,n insafına terk edilmiş durumda.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.