24 Haziran seçimlerine Cumhurbaşkanı adayı olarak Genel başkanları Meral Akşener’i gösteren ve büyük bir heyecanla seçimlere katılan İyi Parti, şimdi büyük bir kaosun içine düşmekte.

Seçim sonuçlarını değerlendirmek için Afyon Sandıklı’da üç gün boyunca kamp yapan İyi Partililer, buradaki toplantılarda seçim sonuçlarını enine boyuna masaya yatırdı. Meral Akşener’e ve bazı parti üst düzey yöneticilerine karşı takınılan tutumların ardından Meral Akşener, tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu söyleyerek partiyi olağanüstü kongreye götürme kararını ilan etti.

Kendisinin genel başkanlığa aday olmayacağını ve başka bir arkadaşının partiyi daha ileriye götüreceğine inandığını sosyal medyadan ilan etti. Akşener’in bu kararının ardından parti üst yönetimi acilen toplanarak olağanüstü genel kurulda Meral Akşener’in tek genel başkan adayı olarak gösterileceğini söylediler.

Daha sonra Meral Akşener yine sosyal medyadan kararının kesin olduğunu ve aday olmayacağını ilan etti. Yaklaşık 5 milyon vatandaşımızın oyunu alan bir partinin içine düştüğü bu durum hiç şüphe yok ki çok üzücü.

İyi partinin içine düştüğü bu durum, demokrasiye gönül verenleri de rahatsız etmektedir. Genel başkan aday değilim diyor, parti yönetimi aday göstereceğini söylüyor. Ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu nazik dönemde Meclis’te 42 milletvekili ile temsil edilen bir partinin içine düştüğü bu durum gerçekten üzücüdür.

Ülkemizin güçlü bir iktidara ihtiyacı olduğu kadar güçlü bir muhalefete de ihtiyacı vardır. Kadrosu ve aldığı oylar ile İyi Parti’nin bu açığı kapatacağına inanan milyonların tercihi de böylece boşa çıkmış olacaktır.

12 Ağustos tarihinde yapılacak olan kongre öncesi İyi Parti’de yaşanan bu hoş olmayan gelişmeler hepimizi üzmektedir. Demokrasinin yerleşmesi için büyük mücadeleler veren ülkemiz, güçlü siyasi partileri ile de daha güçlü olacaktır.

Genel Başkanlığa aday olup olmamak Meral Akşener’in bileceği bir durumdur. Şayet aday olmayacağım diyorsa bu kadar baskı kurmakta doğru değildir. Atalarımızın dediği gibi, “gönülsüz yenilen aş, ya karın ağrıtır ya da baş”