Çağımızın en büyük hastalıklarından biridir israf. Yaşamdan tutun da zamana kadar bir sürü israf artık olağan hale gelmeye başladı. İsraf değince hemen aklımıza ihtiyaçtan fazlasını almak veya harcamak gibi gelmektedir.

Ancak yaptığımız israflar sadece bunlarla kalmamaktadır. Eşyalarımızı titiz kullanmamak bir israftır. Gereksiz yanan ampüllerin anahtarını kapatmamak israftır. Damlayan musluğun contasını değiştirmemekte israftır. Diş fırçalarken ya da traş olurken suyun gereksiz akmasına göz yummakta israftır.

Şimdilerin en büyük israfından birisi de gündüz veya akşamları saatlerce televizyon önünde oturmaktır. Zamanımızı boşuna ve beyhude harcamış oluyoruz. Televizyon önünde gereksiz geçen zaman içerisinde kitap okunabilir, çocuklarla ilgilenilebilir veya aile içi sohbetler yapılabilir.

Ağırlaşan ve zorlaşan ekonomik düzen içerisinde hepimizin tutumlu olmasına ve tasarruf yapmasına büyük ihtiyaç vardır. İsraf olmaması için gereksiz harcamalardan kaçınmalıyız. Lüks tüketim malzemeleri almak yerine ihtiyacımız olanı almalıyız.

Bizi tüketim toplumu olmaya yönelten janjanlı reklam ve duyurulara inanmamalı, ihtiyacımızdan fazla şeyler almamalıyız. Yıllardır bizi tüketim toplumu olmaya yönelten üretici ülkeler, her zamankinden daha çok üzerimize gelmektedir.

Artık  evlerde  birden fazla televizyon, birden fazla cep telefonu ve bol ampullü avizeler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra moda diyerek hiç ihtiyaç olmayan giysiler alınmakta, bütün bunları kullanırken de tasarrufa riayet edilmemektedir.

Bizler daha doğrusu ilerlemekte olan ülkeler tasarruf yapmalıdır. Gereksiz harcamalardan kaçınmalı, ihtiyacı kadarını almalıdır. Her şeyin fazlası israftır. Bizim düşünmemiz gereken çocuklarımız vardır. Onlar için birikim yapmaya, onların geleceğini düşünmeliyiz. Bütün bunları yaparkende ülkemizin geleceğini ön planda tutmalıyız.