Bir gider bin doğarız
Anadolu, yüzyıllardır bütün ulusların ağzının suyunu akıtan mukaddes bir toprak parçasıdır. Atalarımızdan bize emanet bırakılan bu kutsal vatan toprağı, her bir karışı şehit kanı ile sulanarak Türklere vatan olmuştur.
Ancak, şimdi etrafımız adeta bir ateş çemberi içerisinde. Hemen her ülke bu kutsal vatan toprakları üzerinde büyük bir soğuk savaş vermektedir. Yıllardır iç ve dışımızdaki hainlerle uğraşmaktan başımızı kaldıramadık.
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türk milletinin üzerindeki “ölü toprağı” silkinmiş, millet birlik ve beraberliği hususunda canını ortaya koymuştur. Daha sonra yaşanan “Yenikapı ruhu” ile de parti ayrımı gözetmeden hep birlikte tek vatan, tek bayrak düsturu altında toplanarak, herkese gerekli gözdağını verdik.
Özellikle son on yıldan bu yana, İslam ülkelerine karşı büyük bir karşı hamle çatışması başlatılmıştır. Adına her ne kadar “Bahar havası” denilse de, aslında amaçları İslam ülkelerinde yaşayanlara karakışı yaşatmaktır. Kuklalarını harekete geçiren emperyalist güçler, İslamı İslamla kavga ettirmeye çalıştılar.
Bütün bunlar yetmiyor gibi, her İslam ülkesinin başına bir terör örgütünü bela olarak sardılar. Bizde de birilerinin oyuncağı haline gelen PKK terör örgütü ile kelle kesen DAEŞ terör örgütü düştü. Haince pusularla her gün ülkemiz ve milletimizin birliği, bütünlüğü için mücadele eden, dünyasına doymamış, gepegenç, asker ve polislerimiz hunharca, kalleşçe öldürülüyor.
Geride kalanlar Yahya Kemal’in Sessiz Gemi şiirindeki gibi, umutsuzca birilerinin dönmesini bekleyip duruyor. Çevredekiler gözyaşlarına boğuluyor. Her gün sofralarda lokmalar, yüz binlerce insanın boğazında düğümleniyor. Milletler tarihinde kişiler gelip geçer, önemli değildir. Bir gider bin doğarız derler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.