Mustafa Ekmekcioğlu

Mustafa Ekmekcioğlu

Bakkal ve pazarlara sahip çıkalım

Bakkal ve pazarlara sahip çıkalım

Bakkal ve pazarlara sahip çıkalım

Oturduğum mahallede Salı günleri semt pazarı kurulur. Hepinizin de bildiği gibi semt pazarları her türlü rengi, sesi, kokuyu içinde barındıran ve sokak alışverişi kültürünün en güzel örneklerindendir.

Semt pazarları  7’den 70’e yoksul halkın uğrak mekânlarıdır. Ülke genelinde yaklaşık 300 bin satış noktasına dağılmış geleneksel semt pazarları; yüz yıllardır gıdadan giyime, temizlikten süs eşyasına kadar her türlü ürününün temin edilebilmesine olanak sağlayan tezgâhlardır. Aynı şekilde bakkallarda küçücük dar alanlarda bir evin ihtiyacı olan her türlü ürünü bulundurmaya çalışan ve semt pazarlarıyla aynı kaderi paylaşan işletmelerdir.

Ne yazık ki her iki kısımda iktidarın sermaye yanlısı yanlış tutumu ve uygulamalarından ötürü son yıllarda sermaye kesimi tarafından boğulmak üzeredirler. Aslında boğulmakta olan semt pazarları ve bakkallarla birlikte yoksul halkın kendisidir. Artık kentlerde yerli ve yabancı işbirliği ile kurulan AVM ve market zincirleriyle rekabet edemeyen bakkallar kepengine kilit vurmak zorunda kalmıştır. Son 10 yılda toplamda 270 bin civarında bulunan bakkalların 90 bine yakınının kapandığı dikkate alınırsa semt pazarlarının ve bakkalların akıbetlerinin ne olacağını görmemek saflıktır.

Herhangi bir süper market ’den ne kadarlık alışveriş yaparsanız yapınız, kasada 50 kuruş eksiğiniz çıktığında satın aldığınız ürünlerden o para karşılığı kadar ürünü iade etmek zorundasınız. Yani bu işletmelerde insani ilişkilerin yerini tamamen kâra dayalı kapitalist ilişkiler almıştır. Pazarcı ise paranız çıkışmazsa “haftaya verin” der. Unutmayın, ekmeği veresiye alabileceğiniz tek yer ise mahalle bakkalıdır.

Market, elindeki sebzeyi çürütür atar; asla elindeki defolu malın birini bile bir yoksulla paylaşmaz. Ama birçok yoksul, semt pazarlarında pazarcıların akşam artan malını ücretsiz temin edebilir. Marketler, bozulacak olan malı ya bozuk haliyle müşteriye satmaya çalışır ya da çöpe atar. Pazarcı ise akşam artan malını alış fiyatından hatta daha düşük fiyatla müşterisine satar. Hayatınızda hiç marketlerde alış fiyatına ürün satıldığına tanık oldunuz mu? Hayır olamazsınız.

Market; sendikasız, sigortasız, asgari ücretle çalıştırdıkları genç insanların emeğini ve sizi sömürerek semirerek yeni marketler zinciri kurmak isterler. Pazarcı ise sadece akşam çocuklarına götüreceği ekmeğin hesabını yapar; asla pazarcı zinciri kurmayı aklından bile geçirmez.

Semtinizde sürekli alış-veriş yaptığınız herhangi bir süper market sahibini tanır mısınız? Hayır, tanımazsınız. Market çalışanları ise paranız olduğu sürece yüzünüze gülerler. Pazarcı ve bakkal ise sizden biri, komşunuz, akrabanız, sınıf  arkadaşınızdır. Bir gün cenazenizde saf tutmuş, bir gün düğününüzde takı sırasında görürsünüz.

Ben derim ki; marketlere gidilmesi zorunludur, bu yadsınamaz bir gerçektir. Ama büyük marketleri zengin etmek yerine, ihtiyaçlarınızı soğuk, sıcak, kar, fırtına demeden halk için hizmet üreten semt pazarları ve küçük bakkallardan alıp onlara sahip çıkalım. Hem daha kaliteli, taze, daha ucuz mal alırken, hem de kendi sınıfımızdan insanları desteklemiş oluruz. Aynı zamanda da bir dayanışma kültürünün yaşamasına olanak sağlamış oluruz.

Unutmamak gerekir ki; son 8 yılda 90 bini aşkın bakkal kapanmak zorunda kalmıştır. Bu durum 90 bin ailenin ekmek teknelerini kaybettiği ve bizlerin de giderek büyük marketlere mecbur kaldığımız gerçeğini gözler önüne sermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Ekmekcioğlu Arşivi