Özgür Özel mi Erdoğan mı?
Hayat politika üzerine kuruludur. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Yani politika sadece partilerin işi değil kişilerin de işidir. Yani iki insanın arkadaşlığını yürütmesi de bir politika işidir. Ticari işlerin yürümesi için kurulan ilişkiler de bir politikadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu tüm Dünya’da da böyledir Türkiye’de de böyledir.
Türkiye’de particilik iki ayak üzerinde yürür. Birisi Ak Parti ayağı diğeri CHP ayağıdır. Ak Parti gibi, muhafazakar ve milliyetçi sağ merkez parti ile CHP gibi Avrupa solu, liberal, milliyetçi olmayan merkez sol parti arasında seçimler geçer. (Burada şunu açıklamak gerekir: CHP 1992’de kurulduğunda bu ilkelerle değil Atatürkçü ve Atatürk milliyetçisi ilkelerle kurulmuş ama daha sonra bilhassa Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığıyla sosyal demokrat Avrupa solunu benimseyerek milliyetçilikten ve Atatürkçülükten uzaklaşmıştır)
Şimdi yakın tarih adına bir şeyler hatırlatmak istiyorum. 2002’de bir şekilde Ak Parti iktidara gelmiştir. 2002’den 2010’a kadar olan süreçte (hatta 2009) Ak Parti ve ABD çok uyumlu çalışmalar sergilemiştir. O dönemde Türkiye’de para bulmakta hiç zorluk çekmemiş ABD’nin de istediği şeyleri yapmıştı. 2008-2010 yılları arasında Ak Parti rotasını değiştirmek istemiş ABD ve Ak Parti bir sorun yaşamıştı. O dönemde Ak Parti’den ayrılan Abdüllatif Şener Mayıs 2009 tarihinde bir parti kurmuştu. Ve hedefi Ak Parti’nin yeri, gözü de Başbakan Erdoğan’ın koltuğundaydı. Aynen 2005’te CHP’de Mustafa Sarıgül hareketi gibi. Veya Kasım 2015’te MHP’deki Meral Akşener hareketi gibi… (bunlar ne kadar birbirine benziyor değil mi)
Her neyse, bu konuyu şimdilik burada keseyim. Gelinen aşamada Recep Tayyip Erdoğan ve Özgür Özel’den oluşan iki ayaklı bir politika Türkiye’de uygulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidar sıfatını da üzerinde taşıyarak 2028’e kadar görev yapacaktır. Bundan sonraki süreç Anayasa’nın değişimine bağlı olacaktır. Bu süreçte iki sonuç ortada olacaktır. Anayasa değişirse Cumhurbaşkanı Erdoğan 2028’de tekrar aday olabilme yoluna kavuşacaktır. İkincisi de Erdoğan aday olamazsa Özgür Özel devletin cumhurbaşkanı olacaktır. Tabii ki burada iki partinin gelişimleri de çok önemli bir rol alacaktır.
CHP’de Özgür Özel’in işi daha zordur. Özel, önce Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na karşı bir savaş verecek ardından cumhurbaşkanlığı için yarışacaktır. Gerçek CHP’lilerin burada destekleyeceği aday -en azından şimdilik- Özgür Özel olmalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu kendi aralarında muhakkak bir işbirliğine gideceklerdir ama CHP’liler her zaman olduğu gibi yine ülkenin yararına da olacak bir karar vereceklerdir.
Bu arada Özgür Özel yaptığı açıklamalarda “kayyumlara” falan şimdilik itiraz etmektedir ama bu tutum da eskiden CHP’de olacağı gibi bir sağduyuya gelecektir. PKK’dan yana olmak, PKK ile arasına bir sınır koyamamak bir politikacının hem milletvekili olmasına hem de belediye başkanı olmasına engel olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne saldıran terör örgütünün yandaşı olmak kesinlikle engellenmelidir.
CHP açısından, eski çizginin yakalanması sağlanabilmelidir. Yani Atatürkçü ve sosyal demokrasiden uzak bir CHP Özgür Özel’le yakalanmaya çalışılacak gözükmektedir. Ancak tabii ki Ak Parti Anayasa’nın değiştirilmesini istemektedir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eksiklikleri gözükmektedir. Yüzde 50+1 şartı çok kolay bir şart olmadığı gibi saçma sapan, aslında olmayan partilerin sanki “ülke kurtarıyor” edasında havasını engelleyememektedir. Dolayısıyla bu bir eksiklik olarak gözükmektedir. Tabii ki buna bağlı olarak Anayasa’ya göre tekrar aday olamayacak durumdaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığının önü açılmalıdır. 22 yıldır yenilmeyen Erdoğan’ın, yasal zorunlulukla siyaset sahnesini bırakması ne demokratiktir ne de adaletlidir. Ayrıca bir vatandaş olarak Erdoğan’ın seçilme hakkını hem de yasayla, elinden almak doğru bir usul bana göre değildir. Yenebilecek kişi karşısına çıkmalı ve yenmelidir…
Burada CHP’yi iyi değerlendirmek gerekmektedir. CHP eski Atatürkçü yapısına dönecek Ak Parti ile bir diyalektik bağ kurulacaktır. Kurulmalıdır.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.