Muhalefet zor iştir
Muhalefet zor iştir
Muhalefet iki çeşit yapılıyor. Birincisi iktidarın her söylediğinin tersini söylemektir ki bunun zaman içerisinde toplumda karşılığını bulmak zordur. İkincisi de iktidar ne derse desin, ne yaparsa yapsın, toplumun sorunlarını dile getirmektir. İkincisinin toplumda karşılığı muhakkak sonuçta olur.
İkincisini yapmak oldukça meşakkatli ve zordur. Çünkü en başında devamlı toplumun içerisinde, toplumla hasbihal durumunda ve sorunlara vakıf olmayı gerektirir. Bu yönüyle muhalefet iktidar olmak kadar zor bir görevdir.
Muhalefet deyince de hemen akla sadece Devlet yönetimi gelmemelidir. Yerelde iktidar belediye başkanlıklarıdır. Sivil toplum kuruluşlarının yönetimleri de bir iktidardır. Daha doğrusu hangi kurum ve kuruluşlar olursa olsun yönetimleri iktidardır ve de illa ki her yönetimin de muhalifi vardır. Dolayısıyla muhalefet-iktidar ilişkisi her yerde ve her zaman olmuştur.
Ülke bazında iktidar denilince Ak Parti iktidarı, muhalefet denilince de CHP muhalefeti akla gelir. Halbuki iktidar dediğimizde Ak Parti’ye destek veren siyasi partiler de; MHP, BBP, DP ve hatta Vatan Partisi de akla gelmelidir. Aynı zamanda Meclis’te grubu bulunan veya bulunmayan tüm siyasi partiler de muhalefet olarak düşünülmelidir.
Mesela son zamanların en çok konuşulan konularından olan Ayasofya’nın camii olması veya müze olarak kalması konusu aslında bir muhalefet sorunu değildir. Ayasofya’nın camii olması veya müze olarak kalması tamamen bir iktidar sorunudur. İktidar bu konuda karar mekanizmasıdır ve alacağı karar ne olursa olsun bunun sonucuna da katlanmak yine iktidarın görevleri arasındadır. Eğer muhalefet bu konunun peşine takılıp kendi gündemini oluşturamazsa iktidarın gündeminin peşine takılıp, iktidarın gölgesinde kalacaktır.
Burada “toplumun sorunu nedir”, bu konu muhalefetin ana konusu olmalıdır. Toplumun sorunu şu anda aslında tektir. Yani 7’den 77’ye, hangi meslek grubuna dahil olursa olsun, tüm vatandaşların tek sorunu ekonomidir. İnsanların cebinde para var mıdır, yok mudur, mevzu budur?
Eğer insanların cebinde para varsa zaten vatandaşların en azından yaşam şartları sorunu olmayacaktır. Muhalefet, bu var olan paranın nasıl harcanacağını toplumla birlikte değerlendirecektir. Yani, tatil şartları, sosyal hayatlarında insanların yapmak istediklerinin talepleri muhalefetin sorunu olacaktır. Yeterli, sağlıklı, temiz ve rahat oteller var mıdır? Ailesiyle gidip bir akşam yemek yiyebileceği restoranlar, eğlenebileceği eğlence yerleri vb var mıdır, bunun taleplerini toplum adına dillendirmesi gerekenler muhalefettir.
Eğer insanların cebinde paraları yoksa; insanların nasıl para kazanacağı, bunun için nasıl işyerleri açacağı, ne çeşit destekleri ve bu destekleri kimlere vereceği, vatandaşların rahat ve refah içerisinde yaşamak için neler yapacağını anlatmak muhalefetin baş görevi olacaktır. Bunun için de sürekli vatandaşlara ulaşması ve bunları anlatması gerekecektir.
Pırlanta’nın KDV’sinin sıfır olduğu çocuk bezinin yüzde 8 KDV’si olduğunu söylemekten ziyade muhalefetin işi çocuk bezinin KDV’sini yüzde 1’e indireceğini söylemesidir.
Hele ki son zamanlarda zaten çok fazla okumayan ve sadece TV’de gördüklerini anlayan bir toplumda karmaşık şeyler söylemek, uzun uzun nutuklar çekmek vatandaş tarafından çok ilgi çekmeyecektir. Kısa ve net söylemler ancak vatandaşa ulaşacaktır.
Yine son zamanlarda çok gördüğümüz bir yanlış da “muhalefete muhalefet etme” yanlışlığıdır ki tüm Dünya siyasetinde pek karşılığı olmasa da ülkemizde bir karşılık görmektedir. Muhalefete muhalefet etmek aslında bir nevi “muhalefetin yerine göz dikmektir” ki insanlar siyaseti iktidar olmak için yaparlar. Muhalefet olmak için yapılan bir siyaset de önünde sonunda muhalefetin en dibine sürükler. Bunu da sanırım ne iktidar ne de muhalefet ister…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.