Genelde hep gelişen olaylarda bir günah keçisi aranır ve bu günah keçisi de genelde kimse üzerine almazsa “basın” olur.

Ancak bu basını eleştirenlere baktığımızda aslında işini doğru dürüst yapmayan insanlar olduklarını hep görürüz. Zaten hep öyle değil midir? İşini doğru dürüst yapmayan insanlar suçu hep başkalarında ararlar.

Geçtiğimiz gün mailime bir haber istihbaratı düştü. Hem de öyle ilginç ki 16.00’da, 17.00’de ve 17.30’da aynı mail 3 kere gönderilmiş.

Bu kadar ısrarlı da görünce merak ettim. Acaba bu kadar önemli ne olabilir diye.

Mailin içeriği şu: “25 Mart 2016 tarihinde grup merkez hasar yönetim kurulu başkanı İbrahim Türkeş KOCABEY basın açıklaması yapacaktır. Katılımınızı bekler, çalışmalarınızda başarı dileriz.” (orijinalinde küçük harfle yazdıkları için ben de küçük harfle yazdım.)

Biz de “madem bu kadar ısrarla haber yapılmasını istiyorlar, kamuoyuna duyuralım” diye söylenen saatte toplantı yerinde olduk. Ama işyerine girince neredeyse herkesin konudan bihaber olduğunu gördük. Oradaki görevli hanımlardan biri basın toplantısı davetindeki imzanın sahibi, Konya il temsilcisi olduğunu öğrendiğimiz beyi aradı.

Meğersem toplantı iptal olmuş.

Biz de oraya gidince öğrendik yani.

Şimdi o beye sorsak, basının nasıl çalışması gerektiği konusunda sayfalarca konuşabilir. Ama biz basın kuruluşları olarak “Kardeşim sen daha 4 tane gazeteciyi toplayıp basın toplantısı yapamıyorsun, gazeteciliğin nesini anlatıyorsun?” diye söyleyemeyiz.

Umarım “basın düşmanı” güruh da okur ve en azından basının halinden biraz anlamaya çalışır.

Bu olayın kaybettirdiği zamanı da size kısaca belirteyim. Bu programa gidebilmek için ne kadar olursa olsun en az yarım saat önce çıkılır gazeteden. Yarım saat içerisinde gidilecek yerde olunur. Yarım saatte bunun dönüşü vardır. 1 saat…

Hiç kimsenin, başka bir kimsenin 1 saatini çalmaya hakkı var mıdır sizce? Hem de bu teknoloji çağında? Davet etmek için gönderilen 3 mail yerine iptaliyle ilgili bir mail de gönderilmiş olsaydı aslında kimse kimsenin hakkını gasp etmiş olmazdı haliyle…

Neyse olan olmuş. Herkese iyi hafta sonları…