Grup toplantıları ve seçim
Grup toplantıları ve seçim
Dün TBMM’de partilerin grup toplantılarının günüydü. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledim. Ve aklıma yapılacak genel seçimler geldi. Yapılacak genel seçimlerde nasıl bir durum ortaya çıkacak çok merak ettim.
Aslında Türkiye’deki çarpık siyaset sisteminin en güzel örneklerini de gözlemleme fırsatı buldum. MHP Genel Başkanı muhalefet partilerine, CHP’ye, verdi veriştirdi. Halbuki normal şartlar altında MHP de bir muhalefet partisi değil mi? Hadi Ak Parti’ye destek veriyor diyelim. Ama bu durum MHP’nin muhalefet olması durumunu değiştirir mi? Ve de dünyanın hiçbir siyasetinde “muhalefete muhalefet edilmez”. Bunun iki sebebi vardır. Birincisi zaten muhalefet gereken desteği alamadığı için seçimi kaybetmiş, seçmen ona temayül göstermemiş demektir. O nedenle de muhalefette kalmıştır. Bir de bu muhalefete muhalefet yapılır mı? ikinci nedende muhalefet en fazla çıkar konuşur. Bir “icra makamı” veya “veto makamı” değildir, iktidar partisi icra makamıdır ve tüm sorumluluk da bu icra makamındadır. Dolayısıyla MHP’nin birinci derecede muhalefet yapacağı kesim “muhalefet kesimi” olmamalıdır. MHP’nin muhalefete muhalefet siyaseti acaba seçim zamanında nasıl bir yol izleyecektir?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında da genelde iyi Parti ile ortaklığa dem vurulmadan, çözümün sadece CHP’de olduğu vurgusu yapılıyordu. Genel Başkan’ın daha önceki konuşmalarında sıkça kullandığı “ortaklarımız” lafı pek kullanılmadı, işte buradan da yola çıkarak seçim zamanında neler olacağını çok merak ediyorum.
Ak Parti’nin dışında, CHP, iyi Parti, Gelecek Partisi(GP), DEVA Partisi, Saadet Partisi (SP), MHP ve Doğu Perinçek’in Vatan Partisi bulunmakta. Mesela seçim zamanı MHP ve Vatan Partisi, CHP, GP, DEVA, iyi Parti ve Saadet Partisi’ne mi muhalefet edecekler? ittifak durumu nasıl Mesela tüm partilerin tek tek seçime girdiklerini ve yüzde 10 barajını düşünecek olursak; bana, Ak Parti, CHP ve belki kıl payı iyi Parti barajı aşabilir gibi geliyor. Yani 2 veya 3 partili bir Meclis... Diğer taraftan ittifaklı bir seçim olursa da CHP ve iyi Parti ile birlikte DEVA, GP, SP bir taraftan Meclis’e olacak? MHP ve Vatan Partisi (VP), Ak Parti ile ittifak edecekler mi? Bu ittifaklar ilişkisinde HDP’nin rolü ve yönü ne olacak? Bugün grup toplantılarını izlerken bunların hepsini merak ettim.
Daha önceleri koalisyon hükümetlerinde, asgari müşterekleri gösteren bir hükümet programı olurdu. Şimdi partiler arasında bir ittifak var ama asgari müşterek nedir, program, anlaşma nedir, bu konuda kimsenin bilgisi yok. Dolayısıyla seçim zamanı gelince nasıl bir yol izlenecek, bu partiler seçime nasıl girecekler, sizler de merak etmiyor musunuz? girerken; bir taraftan da Ak Parti’nin gücü altında MHP ve VP Meclis’e girebilirler. Yani en az 8 partili bir Meclis...
Tabii ki burada ittifaklarda “kayıtsız şartsız destek” mantığıyla ittifak kurmayı kastetmiyorum. Yani teorik manada “kayıtsız-şartsız destek”, diğer partiye iltihakla aynı değerlendirmeye tabiidir.
Bu düşüncelerden yola çıkarak işin doğrusu ilerleyen süreçte illaki parti birleşmeleri yaşanacağını ve sonunda “demokratlar” ve “cumhuriyetçiler” olarak iki partiyle seçimlere katılmanın yaşanacağını düşünüyorum.
Buraya kadar farkındaysanız politika yapmadım. Yani konumuz politika değil. Şimdi bazı okuyanlar, kendilerince anlam çıkararak cevap verme yarışına gireceklerdir. Ben baştan cevabımı vereyim. Burada yaptığım daha çok olayı şekil yönünden incelemek. Yani ortada seçim yokken, bir seçim takvimi görünmezken, kimin kaç oy alacağının kehanetinde bulunmak politik bir tavır değildir. En azından benim için... işin politika kısmını ilerleyen süreçte muhakkak konuşacağadır. Ama şimdi önemli olan şekil kısmıdır.
Dünyanın birçok ülkesinde seçimler yapılıyor. Acaba bizim gibi birkaç sene önceden seçimin nasıl olacağı belli olmayan bir ülke var mıdır? Ben cevap vereyim; yoktur.
Aslında politika, ülkemizde de kendi doğal sürecinde işlese inanın bu kadar belirsizlikler içerisinde olmaz. Ama maalesef çok fazla müdahaleyle demokrasi anlayışımızı da zedeliyoruz.
Dostlukla kalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.