Gazetecilik, teknik bir meslektir
Gazetecilik, teknik bir meslektir
Gazetecilik mesleği diğer meslekler gibi uzmanlaşma isteyerek yapılagelen bir meslek olmadığından maalesef toplum içerisinde de çok tartışılır bir duruma gelmiş. Eskiden “kalifiye” muhabir bulmanın zor olduğu dönemlerde tabiri caizse “iş bulamayanlar” gazetecilik mesleğine yönelmiştir.
Hani bir ara da emlakçılık çok moda olmuştu. İşi gücü olmayanlar, bir küçük dükkan kiralayıp, içine de bir masa 4 sandalye atıp, “emlakçıyım” diye ortaya atıyordu kendisini. Gerçi daha sonraları hem esnaf odalarının girişimiyle hem Emlakçılar Odası girişimiyle, bu tür çoğalmalar oldukça engellenmişti. Tabii gazetecilikte böyle bir üst makam olmadığı için bu tür çoğalmayı engellemek çok daha zor gözüküyor.
Gazeteciler Cemiyeti kurum olarak gazetecilerin bir oluşumudur. Ancak bir üst kurum şeklinden ziyade, gazetecilik mesleğini yapanları bir arada tutan ve gazetecilerin yaşam ortamını kolaylaştıran ve genişleten bir sosyal kurum mahiyetindedir. Mesela gazetecilerin daha rahat bir ortamda daha uygun şekilde ev sahibi olabilmeleri için girişimler Konya Gazeteciler Cemiyeti tarafından ve bilhassa onun başkanı Sefa Özdemir tarafından yürütülmüştür. Bu konuda Konyalı gazetecilerin Başkan Özdemir’e ne kadar teşekkür etseler bunun az olacağını söylemeden geçmeyeyim. Yani burada da görüleceği gibi Cemiyet sosyal birliktelikten yola çıkarak, basın kuruluşlarının sosyal ayağını oluşturan bir kurumdur.
Yine bir basın kurumu olarak algılanabilecek Basın İlan Kurumu vardır ki, o da gazetecilik mesleğinin bir üst kuruluşu olarak algılanamaz. Onun görevi, kanunlar çerçevesinde, daha sınırlı ve maddidir. Yani Basın İlan Kurumu, bu kurumdan maddi destek almaya hak kazanan basın kuruluşlarını ve gazetecileri denetler. Bunun dışında kalan unsurların Basın İlan Kurumu ile ilgili bir iletişimi yoktur. Yani Konya yerelinde baktığımızda, Konya’daki günlük yerel gazeteler ancak basın ilanla koordine olmak zorundadırlar. Onun dışındaki haftalık, 15 günlük veya aylık gazeteler basın ilan kurumunun kontrolünde değildir. Basın İlan Kurumu’nun koordinesi de sadece parasal yöndendir.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı olarak Konya İl Müdürlüğü de gazetecilere sadece basın kartı verme konusunda yardımcı bir kurumdur. Yani hukuken basın kartı almayı hak eden gazetecinin kart alması için aracılık eden bir yardımcı kurum niteliğindedir.
Dolayısıyla bir üst denetleme kurumu olmaması, ayrıca gazete çıkarma işinin çok kolay olması (savcılığa bir dilekçe sadece) neticesinde gazetecilik meslek olarak, uzmanlaşma isteyen bir meslek olmaktan çok çok uzaktır.
Halbuki, zaman zaman yazılarımda da belirttiğim üzere, bir gazeteci, öncelikle Türkçe bilecektir. Tabii ki Türkçe deyince de bunun dilbilgisi, imla ve gramer konusundan bahsediyorum. Bunun dışında tarih bilecektir. Coğrafya bilecektir. Siyaset bilgisine sahip olacaktır. Bunların dışında sosyoloji gazeteciliğin temelinde olması gereken bir konudur. Psikoloji, felsefe, ekonomi, sosyoekonomi ve tabii ki hepsinin başında iletişim konusu, bilinmesi gereken konulardır.
İşte İletişim Fakülteleri bu yönden önemlidir. Bu fakülteler, sistematik biçimde gazetecilik mesleğini teknik ve uzmanlaşma isteyen bir işkolu haline getiren okullardır. Ve buradan mezun olan gençler de gazetecilik mesleğini gayet iyi bir biçimde yapacak gençler olacaklardır.
Bu bilgiler ne işimize yarayacak diye soranlara söyleyeyim; yarın bir gün yanınıza birisi gelip de “ben gazeteciyim” derse, gazeteciliği meslek olarak yapanlarla, gazeteciliği işsizlikten hobi olarak yapanları ayırmanız için bu konu önemli bir konudur. Hani Zümer suresinde bir ayet vardır; "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu" der ayette. İşte bilenle bilmeyene aynı değeri verenler hataya düşmüş olur.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.