“AP Türkiye 2016 Raporu”nda Avrupa’nın Türkiye’den istediklerini dün yazmıştım. Ama bu isteklerin altında yatan asıl niyetleri değerlendirememiştik. Bence bu konuda her Türk vatandaşının üzerine düşen niyetleri iyi anlamak olmalıdır.

Bakın mesela; AP, 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alınanların, tutuklananların, görevinden ihraç edilenlerin serbest bırakılmasını istiyor. Yani ne demek bu? “Türkiye Cumhuriyeti Devleti 15 Temmuz’da Devleti yıkmak adına girişilen isyanda yakalananları serbest bırakın” demektir. PKK’ya sırtını dayayarak siyaset yapanları, provokasyon yapanları, eylem yapanları ve de vatandaşımızı şehit edenleri serbest bırakın demektir. Yani Devlet FETÖ ile, PKK ile mücadele etmesin demektir.

16 Nisan halkoylamasını geçersiz saymak, yeni anayasayı birlikte yapmayı teklif etmek demek ne demektir? “Biz sizin anayasanızı tanımıyoruz, siz anayasa da yapamazsınız, yeni anayasanızı biz yapalım” demektir.

1 yılı aşkın süredir Fransa OHAL uygularken ona tek kelime sesini çıkarmayan AP, hadsizce bize OHAL’i kaldırın demektedir.

Güneydoğu’ya ve Türkiye’ye kalıcı refah ve istikrar getireceğinden dem vuran AP, çözüm sürecinin yeniden başlamasını istemektedir. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile PKK’yı sanki eşit taraflarmış gibi göstererek çözüm sürecinin yeniden başlamasıyla aynı masaya oturtmayı hedeflemektedir.

Türkiye ile gümrük birliğine devam edilsin aynı zamanda AB üyelik görüşmeleri askıya alınsa da ekonomi, göçmenler, enerji konularda işbirliği devam etsin deniliyor.

Yani “üye olmayın ama sizden yararlanmaktan da vazgeçmeyelim” denilmek isteniyor. Gümrük Birliği için biz fedakarlık edeceğiz, AB fedakarlık etmeyecek, onlar sadece kendileri istedikleri zaman bizden istifade edecekler.

AP Türkiye Raporu’nun en hadsiz isteklerinden birisi de Kıbrıs konusunda Kıbrıs’tan Türk askeri çekilecek, Gazi Magusa BM’ye teslim edilecek.  Yani Türkiye, yavru vatan Kıbrıs’la ilgili tüm iddialarından vazgeçecek ve mümkünse adada tek bir Türk kalmayacak.

Önemli bir konu da sınır ötesi operasyonlarla ilgili…  AP, Türk Ordusunun, terörü engellemek için, “Fırat Kalkanı” gibi operasyonlar yapmasını istemiyor. Halbuki Türkiye’ye, elini kolunu sallayarak terörist girişini engellemek ve de terörün kökünü kazımak için en gerekli operasyonlar yapılmıştır.

Kısaca yukarıda da anlattığımız gibi, Türkiye’nin zararına olacak ne varsa AP onu istiyor. Türkiye’nin yararına olan her şeyi de yasaklamaya kalkıyor.

Buna verilecek cevap bellidir. Ve Devletimiz en iyi şekilde bu cevabı verecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sömürge bir devlet olmamıştır ve olmayacaktır. Devletimize zarar verecek her türlü davranıştan da, bu davranışı yapanları men edecektir.

Başbakanımızın söylediği gibi “bu rapor yok hükmündedir”. Ancak bu kadar yetmez. AB üyeliği, Gümrük Birliği anlaşmaları vb. de ülkemiz için yok hükmünde olmalıdır.