Ali Sait Öğe

Ali Sait Öğe

BİR YASTIK KALDI MI Kİ BİR YASTIKTA KOCANSIN!

BİR YASTIK KALDI MI Kİ BİR YASTIKTA KOCANSIN!

Çocukluğumuzda ebeveyn karyolalarında enlemesine boydan boya uzun yastıkları görürdük.

Genelde bakır olan, baş ve ayakucunda kendine has desenleri ve küçük yuvarlak aynaları olan karyolaların üzerinde bir efsane gibi dururdu o yastıklar.

 

O zamanlar düğünlerden sonra yeni evli çiftler için kullanılan ‘Bir yastıkta kocayın’ deyiminin bu yastıklardan esinlendiğini anlardık.

 

Bu deyim günümüzde de hemen her düğünden sonra hayatlarını birleştiren çiftler için kullanılıyor. Ancak geçmiş yıllar ile bugün arasında ki farkı ne yazık ki kimse fark edemiyor.

 

O zamanlar yastıklar gerçekten büyük idi ve bu ifade yerinde kullanılıyordu.

 

O zamanlar gerçekten o yastığa baş koyan ebeveynler hayatın tüm zorluklarına rağmen bir yastıkta kocamak için her türlü fedakârlığı yapıyorlar, her türlü zorluğa birlikte göğüs geriyorlar ve kendi ebeveynlerinden gördükleri güzellikleri kendileri de devam ettiriyordu.

 

Ve belki de bunun için bu gün hayal bile edilemeyen uzun yıllar o yastıkta geçiyordu tüm ömürleri.

Genelde yün olan yastıkların kırmızı veya mavi ipek üzerinde beyaz kanaviçelere işlenen oyaların ebeveynler için ayrı bir önemi ve değeri vardı.

O yastık bir gelenekti, O yastık ömür boyu unutulmayacak bir deyimin sahibi idi. O yastıkta ebeveynler gerçekten bir ömür birlikte kocuyorlardı. Hatta onlardan sonra bu yastıklar evlatlarına gelenek olarak bırakılıyordu.

O yıllar böylesine yastığı baş koyan ebeveynlerin arasında ‘boşanma’ gibi bir olayın yaşanması ‘Ar’ idi. Onlar kendi ebeveynlerinden ne gördüyse onları devam ettirmek zorunda idi.

Bu nedenle o yıllarda boşanma sayıları bu günkü gibi korkutucu boyutlarda değildi.

Peki, bu gün neden böyle oldu?

 

Boşanmalar neden bu kadar arttı?

 

Gençler neden geleneklerinden kültürlerinden uzaklaştırıldı?

 

Neden mutlu başlayan evlilikler birkaç ay gibi kısa sürede biter oldu?

 

Neden çocuk yuvaları yüzlerce terk edilen bebekler ile doldu?

 

Neden birbirlerine çocuklarının önünde katleden çiftlerin sayısında artış oldu?

 

Nedenlerin sayısını artırmak çok kolay çünkü kafalarımıza takılan binlerce soru işareti var.

 

Peki, bu gün neredeyse on binleri bulan boşanma sayılarında ‘yastık’ ların bir önemi var mı?

 

Hani şu düğünlerden sonra yeni evliler için kullanılan ‘Bir yastıkta kocayın’ da adı geçen yastık var ya! Ondan bahsediyorum.

 

Gerçekten belki de asırlardır belki milyonlarca çift için söylenen ‘Bir yastıkta kocayın’ yastığı nerede?

 

Yoksa ebeveynlerden gençlere emanet olarak bırakılan bu yastıklar bizlerden önce yaşlanıp öldü mü?

 

Evet…

 

Ne yazık ki asırlardır üzerine konulan başları bir ömür birlikte kocatan bu yastıkların kendisi kocadı ve öldü.

 

Bu güzelim yastığı kim mi kocattı kim mi öldürdü?

 

‘Elyaf’ yastıklar kocattı, o güzelim yastıkları…

 

Adına ‘küstüm’ yastığı denilen ve gençleri daha ilk günden itibaren birbirinden ayıran kör olasıca yastıklar kocattı,  o güzelim yastıkları.

 

Adına ‘çekyat’ denilen ‘çek git’ koltukları kocattı o güzelim yastıkları.

 

Ve son olarak o güzelim yastıkların miniklerini yaptırarak nikâh şekeri yerine dağıtan anlayış kocattı o güzelim yastıkları.

 

Her geçen gün birer birer çalınan geleneklerimizin bu bölümünde ilk olarak ebeveyn yastıkları çalındı. Yerine biraz evvel söylediğim gibi  ‘elyaf’ ve ‘küstüm’ yastıklarını koydular.

 

Bu kayboluşun ardında da gençler kendileri için kullanılan ‘Bir yastıkta kocayın’ deyimini uygulayacak bir yastık bulamadan genç yaşında mutsuzluk ile tanıştılar.

 

Çocukluğumuzda hayalimizde kalan o güzel deyimin sahibi yastıkları bu gün bile kullanma cesaretini ve güzelliğini gösteren büyüklerimiz mutlaka vardır.

 

Ne mutlu o insanlara. Ne mutlu ömürlerini bir yastıkta geçirme çabası içinde olanlara. Ellerinden öpüyorum bu geleneği devam ettiren büyüklerimizin.

 

Ve tüm gençlerimize bir kez daha örnek olmasını istiyorum, bu günlerde hayatlarını birleştiren gençlerimizin mutlaka bu yazıdan birkaç örnek almalarını temenni ediyorum.

Ve yine boşanma sayılarının değil evlenme sayılarının artmasını temenni ediyorum…

 

Bir yastıkta olmasa da bir yuvada kocayıp gitmek umudu ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Sait Öğe Arşivi