MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli’nin partisinin gurup toplantısının ardından  düzenlediği basın toplantısında, MHP olarak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ile seçim ittifakı ve siyasetin geleceğine ilişkin herhangi bir görüşmeleri olmadığını ancak bir talep olması halinde görüşülebileceğini söylemesi siyasi gündemimize bomba gibi düştü.

Bu açıklamanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 35 dakika süren bir görüşme yapmalarının ardından siyasi gündem iyice ısındı. Özellikle muhalefet kanadı bu ittifak sözü üzerine gerek medyada ve gerekse de sosyal medyada MHP’yi topa tuttular.

Ancak onların anlayamayacağı bir şey var. Devlet Bahçeli devletine sahip çıkıyor. Milletin çıkarının kendi çıkarı ve partisinin çıkarı üzerinde olduğunu metçe haykırıyor. Herkes 2019 yılında adaylık için çeşitli kapıları çalarken, Bahçeli milletin yararına olan bir konuyu şimdiden görerek destekliyor.

Özellikle ana muhalefet partisi temsilcilerine sormak gerekir. Şimdi ittifak sözünü ettiği için eleştirdiğiniz Devlet Bahçeli, sizin 7 Haziran seçimlerinin ardından kendisine önerdiğiniz Başbakanlık koltuğuna oturmuş olsaydı, bu kadar eleştirir miydiniz?

Türkiye tarihi boyunca her zaman için ülkeye yönetmek kadar yönetecek kişiyi seçtirmenin, ülke ve siyasete yön vermenin önemini kavrayan kişilerin sırtında bugünkü haline gelmiştir. Devlet Bahçeli, devlet adamlılığının verdiği ağırlık ve sorumlulukla böyle bir karar almıştır.

Ülkemizin kaosa sürüklenmesini ellerini ovuşturarak bekleyenler bu ittifak önerisi ile avuçlarını yalamışlardır. Ülkemiz üzerinde hain emelleri olanlar şimdi MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye ağızlarına geleni söylüyorlar.

Devlet Bahçeli, CHP ile HDP’nin yanında olacağıma Erdoğan’ın yanında olurum dediği için eleştirilerin merkezinde. Eleştirenlere sormak gerekir. CHP’lilerin  HDP ile hükümeti salladık dediklerinde gıkları çıkmayanlar, Bahçeli’nin Erdoğan’ın yanında yer alıyorum deyince feryat ediyorlar.

MHP lideri Devlet Bahçeli, birileri gibi olayları demokrasi kılıfına sokarak teröristlere, darbecilere ve hainlere siyasi avukatlık yapmıyor. Adalet diyerek milleti tahrik edecek yürüyüşler organize etmiyor. Yenikapı’da söz verdiği gibi Yenikapı ruhunu hayata geçiriyor.