Pazar neşesi
Her zaman ciddi konular yazılacak değil ya. Bu günde biraz eğlenceli yazı yazalım dedim.
Birbirinden güzel, “Arkadaşı ölen avcı ve Kayserili ile oğlu” adlı iki fıkrayı sizinle paylaşmak istedim.
Birinci fıkrayla başlayalım. İngiliz Bilim İlerleme Birliği’nin araştırmasında, internet kullanıcılarından; “bugüne kadar okudukları, duydukları arasından en çok beğendikleri fıkraları bildirmeleri” istendi.
Bu istek üzerine 70 ülkeden 40 bin fıkra gönderildi. Yapılan değerlendirme sonrasında aşağıdaki fıkra birinci seçilmiş…
ARKADAŞI ÖLEN AVCI
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer.
Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar.
“Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar:
Sakin olun.
Size yardım edebilirim.
Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der:
Evet, tamam.
Şimdi ne yapacağım? :)
KAYSERİLİ İLE OĞLU
Oğlu, Kayserili’den para istedi :
– “Baba bana 500 lira verir misin?”
Kayserili :
– “400 lira mı?
Naapcan lan 300 lirayı.
200 lira neyine yetmiyor.
Al sana 100 lira yeter” der ve çıkartıp 50 lira verir.
Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler:
– “Baba bana zaten 50 lira lazımdı.”
Kayserili:
– “Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.