Dün, geçen sene Soma’da yaşadığımız ve 301 madencimizin ölümüyle sonuçlanan maden kazasının yıldönümüydü.

Türkiye'de madenciler, 2013 yılı sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etmişlerdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Soma’daki ilgili madenin güvenliğinin araştırılması teklifini facianın gerçekleşmesinden yalnızca yirmi gün önce reddetmişti.

Facianın gerçekleşmesinden sonra Türkiye'de üç günlük ulusal yas ilan edilmişti. Ülke halkı faciadan dolayı çeşitli tepkiler göstermiş ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma'da protestolara maruz kalmıştı. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde iki gün ve Pakistan'da bir gün ulusal yas ilan edilmişti.

Sorun neydi, kim hatalıydı, kim doğru yaptı, kimin ihmalkarlığı vardı, kim soru önergesi vermişti, gibi soruları boş verin. Bunlar illa ki zamanla cevaplanacak ve süreç içerisinde de ortadan kalkacak sorunlardır.

Burada önemli olan bir yıl önce 301 canımızı kaybetmiştik.

Bu madende ölenlerin, kalanlarına neler yapıldı? Devlet sahip çıktı mı? Bu madende ölenlerin çocukları eğitimlerini alabiliyorlar mı? İşte bence bugün en çok konuşulması gereken konular bence bu.

Artık bu tür olayları yaşamaktan bıkan ülkemizde, daha evvel bu tür olayları yaşayanların artık bu olayları unutması; aynı zamanda önümüzdeki dönemlerde bu tür olayların yaşanmaması için yapılması gerekenlerin siyaset gözetilmeden takip edilmesi düşüncelerimiz olmalıdır.

Bu vesileyle bu elim kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan bir kez daha rahmet dilerken; kalanlarına başsağlığı dileklerimi sunuyorum.