Tarihlerin o kadar büyük önemleri vardır ki; zaman zaman üzerine hiç basmadan geçer gideriz.

Aslında tarihi belki de ikiye ayırmak lazımdır. Biri toplumu ilgilendiren tarihler, diğeri de kendimizi ilgilendiren tarihlerdir.

Toplumu ilgilendiren tarihlere birkaç örnek vereyim:

Mesela; bundan tam 32 sene önce, 12 Eylül darbesinden sonra, 1983 yılında Doğru Yol Partisi kurulmuştu. Bu parti kurma çalışmaları bir askeri darbe döneminden sonra yavaş yavaş demokrasiye dönüş çalışmalarıydı.

Yarım yamalak da olsa demokrasi en iyi darbe yönetiminden daha iyiydi.

Biraz daha geriye gidince 1954 yılının 23 Haziran’ında Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan’ın İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı’na seçilerek Türkiye’de ilk kadın dekan olması akıllara geliyor.

Yine 1954 yılının 23 Haziran’ında Türkiye, ilk kez katıldığı Dünya Futbol Kupası finallerinde Federal Almanya'ya yenilerek elenmişti.

Hatay'ın Türkiye'ye katılmasına ilişkin antlaşma, Ankara'da, 23 Haziran 1939’da imzalanmıştı.

Bu arada Osmanlı Padişahı 2.Ahmet, 1691 yılının 23 Haziran’ında tahta çıkmıştı.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi Paris’te 23 Haziran 1894’te kurulmuştu.

Bunlar tüm toplumu ilgilendiren örnekler olabilir. Bir de bizim kendimiz için önemli olan kendi tarihlerimiz vardır.

Mesela doğum tarihimiz, mezuniyet tarihimiz, nişan, nikah, düğün tarihlerimiz bunlara örnektir.

Bunun yanı sıra bir de üzüntülerin yaşandığı günler sanırım insanın kendi tarihinde akıldan çıkmaz.

Mesela dün annem bir operasyon geçirdi. İnsanın annesinin sağlık sorunu yaşamasının tarihi de inanın çok önemli bir tarih olarak akıllarda kalıyor. Ve belki de en önemli tarih olayı kişi için böyle bir tarih olsa gerek.

Tüm hastalara şifa dilerken, tüm dostlardan da dualarını rica ediyorum.