Ne zaman Türkiye bir atağa kalksa, ne zaman gelişmişlikte bir basamak yükselse, bu ülkenin başına hep bir terör örgütü belasını sarıyorlar. Aslında derinlemesine yapılacak olan bir araştırmada bu ülkenin başına çorap örmeye kalkan terör örgütleri hep aynı kaynaktan besleniyor.

Bundan önce ülkemizin belalısı olan Asala vardı. Ermeni terör örgütü özellikle dış ülkelerdeki diplomatlarımızı şehit ediyordu. Daha sonra DHKP-C diye bir örgüt ortaya çıkarak bir çok eylemlerde bulundu.Daha sonra da PKK denilen bir bela ortaya çıktı.

Ülkemizin birlik ve düzenine göz diken bu hain örgütlerle uğraşırken yakın geçmişte IŞID denilen bir terör örgütü ortaya çıktı. Kanlı eylemleri ile sadece bizim değil herkesin belalısı olan bu örgüt, akla gelmedik insanlık dışı infazlarla gündemde kalmaya çalıştı.

Başımızdaki bunca bela yetmezmiş gibi şimdide adını yeni yeni duyduğumuz bir  YPG çıktı. Özellikle  güney sınır bölgelerinde terör estiren bu örgüt, eylemlerle adını duyurmaya çalışıyor.

Amaçları Türkiye’yi yönetilemez hale getirmek olan bu örgütler, birbirinden farklı değiller aslında. Hepsi dış destekli ve hepsi de birlik ve beraberliğimize düşman. Ermeni Asala’yı bitiren Türkiye, bunları da bitirmeyi çok iyi bilir.

Ancak bu hain yuvaları ve bunların iç destekçileri ile mücadele eden Türkiye, yatırıma, projelere ve kalkınmaya ayıracağı paraları buralarda harcamak zorunda kalıyor. Terör belasının yok edilmesi için harcanan paralarla neler yapılmazdı.

Hedefleri Türkiye’nin kalkınması, birlik ve beraberliğinin yara alması olan bu hainler sürüsünden kurtulmak, onların isteklerine ulaşmasını engellemek için birlik ve beraberliğimizi bozmamamız gerekir. Sokak siyaseti yerine istikrarlı bir hükümet ile terörün kökünün kazanmasına yardımcı olmalıyız.