Allah beterinden korusun!

Zaten jeopolitik olarak dünyanın en zor bölgesi üzerinde bulunan güzel ülkemiz, aynı zamanda doğal ve doğa üstü felaketlerle de baş etmek durumunda kalmaktadır. Tarihte bunun bir çok çarpıcı örneğini görebiliriz.

Güzel ülkemizde  son onbeş günde adeta zincirleme felaketler yaşanmaktadır. İlk felaket 24 Ocak 2020 günü Elazığ ve Malatya’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem oldu. Depremde 41 can öldü. 1700 vatandaş yaralandı. Meydana gelen maddi kayıplar da cabası.

İkinci büyük felaket Suriye’de, İdlip’de yaşandı. 3 Şubat günü Türkiye şehit olan 8 Mehmetçiğin haberiyle sarsıldı. 5 Şubat 2020 günü ise Van-Bahçesaray yolunda peş peşe iki çığ felaketi yaşandı. 36 Yurttaşımız hayatlarını kaybetti, 75 vatandaşımız yaralandı. Aynı gün Sabiha Gökçe Havalimanına iniş yapan yolcu uçağı kırıma uğradı. 3 parçaya bölünün uçaktaki 183 yolcu ve mürettebattan 3’ü can verdi. 179’u yaralandı.

Van’ın Bahçesaray ilçesinde meydana gelen ilk çığ olayı üzerine, çığ altında kalan 2 kişiyi arayan ekiplerin üzerine de çığ düştü. Olayda aralarında güvenlik görevlilerinin bulunduğu 33 kişi hayatını kaybetti. Her iki çığ felaketinde yaşamlarını yitirenlerin sayıları 36’ya yükselirken, 75 kişinin de yaralandıkları açıklandı. Ölenlerin 11’i jandarma, 8’i korucu.

İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanında meydana gelen uçak kırımı kazasında 3 kişi hayatını kaybederken, 179 kişi yaralandı. İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait yolcu uçağı Sabiha Gökçen Havalimanı’na inişte pistte duramayarak, pist sonunda 30 metreden toprak zemine düştü. Uçak üçe bölündü 3 kişi hayatını kaybederken, 179 kişi de yaralandı.

Bu arada, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda, uçağın pistten çıkması sonrasında bölgeye giden 5 özel harekat polisi de geçirdikleri trafik kazasında yaralandı. Havalimanı yakınlarında meydana gelen kazada yaralanan polisler, ambulansla çevredeki hastanelere kaldırıldı.

Bütün bu felaketlere bakıpta 2020 yılının böyle geçeceğini de düşünmemeliyiz. Ancak  her türlü afete karşı hazırlıklı ve uyanık olmalıyız. Bu güzelim ülkeyi el birliği, gönül birliği,ruh birliği ve inanç birliği içerisinde daha huzurlu, güvenli ve  yaşanabilir hale getirmeliyiz.