Açılım ama nereye kadar?
Ak Parti hükümetince son yıllarda adını sıkça telafuz ettiğimiz ancak tam olarak içi doldurulamayan bir “açılım”la karşı karşıyayız. Açılım, Türk Dil Kurumu’nca ‘herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma’ olarak açıklanıyor.
Ancak bu tarife uygun bir hareket yapılıyor mu sorgulanması gerekir. Çünkü Genelkurmay Başkanı dâhil büyük çoğunluğun süreçle ilgili hiçbir bilgisi yok. Televizyonda aydın veya entelektüellerin tartışma programları haricinde bilgiye ulaşma olanağı da bulunmuyor.
Açılım denilen şey hiç vatandaşlarımıza sorma gereksinimi hissedildi mi, yoksa biz onların yerine de düşünür karar veririz olgusu mu hâkim? Ortak yaşama iradesindeysek ki, öyle olduğunu düşünüyorum, bireyler olarak ortak idealimizin olması gerekmiyor mu?
Peki, ‘’bayrak yakmayı, parçalamayı, okulların yakılmasını, Atatürk heykellerinin yakılmasını, her fırsatta PKK flamaları açılmasını nasıl açıklayacağız. Bu sorumsuz eylemleri yapanları şiddetle kınamak ve engelleyerek cezalandırmak gerekmiyor mu? Açılım bu tür olayları görmemezlikten gelme olarak mı düşünülüyor.
Aslında bütün bu yapılanlar, açılım adı altındaki faaliyetler sessiz çoğunluğun canını acıtıyor. Yapılan saygısızlıklar karşısında sessiz kalanlar, olacakları da sabırla beklemektedirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.