24 Haziran’ın önemi
24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine artık sayılı günler kala, siyasi partilerin seçim çalışmaları da hızla devam etmektedir. Vatandaşa daha yakın olmak, onlarla birlikte olmak adına milletvekili adayları sokaklarda dolaşmaya başladı.
Seçimin en hareketli partilerinden biri olan Ak Parti, kurulduğu günden bu yana çokça seçimler yaşadı. Her seçimde milletimizle beraber o seçimin önemini ifade etmeye çalıştı. Her seçim gerçekten çok önemliydi ama 24 Haziranda yapılacak seçimler bugüne kadar yapılan seçimlerden çok daha fazla önem arz ediyor. Öyle ki 24 Haziran seçimlerine giderken partilerin doğrudan vatandaştan oy istemek yerine çok farklı amaçlar güttüklerini hepimiz görüyor ve takip ediyoruz. 24 Haziran seçimleri milletvekili ya da cumhurbaşkanı seçmekten öte bir nevi Türkiye'nin gelecek vizyonunun yeniden belirleneceği bir seçim olması hasebiyle önem arz ediyor. 24 Haziran seçimlerine giderken birbirleriyle fikren, cismen, zihnen yan yana gelmesi mümkün olmayan, birbirine neredeyse düşman olan bir takım fikirlerin, düşüncelerin, siyasi anlayışların yan yana geldiği bir seçimi birlikte yaşıyoruz.
O yüzden bu seçime sıradan, sandığa gidip oy atacağımız bir seçim olarak bakmayalım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her zaman ifade ettiği gibi Türkiye'yi 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıyacak bir vizyonun ortaya konulabilmesi ya da Türkiye'nin gelecek vizyonunun heba edilmesinin belirleneceği bir seçim olacak. Yani 24 Haziranda sandık başına gidildiğinde herkes; ya Türkiye'nin gelecek vizyonunu güçlü bir Türkiye'den adaletin ve merhametin yeryüzünün her köşesine taşıyacak bir Türkiye'den, sadece kendine yeten değil, yeryüzündeki mazlum ve mağdurlara da yetişen bir Türkiye'den yana kullanacak ya da geçmişte olduğu gibi birilerinin boyunduruğu altında emir alan, aldığı emri uygulayan bir memur Türkiye vizyonunu ortaya koyan bir tercih yapacak.
Ben inanıyorum ki 24 Haziranda da güçlü meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye'den yana tercihi kullanacak. Şimdi içerdekiler Temel'iyle, Muharrem'iyle, Kemal'iyle, Meral'iyle yetmedi arkalarına aldıkları Trump'ıyla, Merkel'iyle, Macron'uyla bu ülkenin insanlarının inançlarını değerlerini yargılamaya niyet ettikleri bir yerde biz ne yapacağız? Bize böyle bir ortamda küçük hesaplar peşine düşmek, küçük hesaplardan yola çıkarak kenara çekilmek yakışır mı? İşte asıl adamlık, asıl mertlik, asıl dava adamlığının günü bugündür. Ne Tayyip Erdoğan'ı meydanlarda asmaya niyet edenlere karşı bu meydanları terk edeceğiz ne de Türkiye'nin gelecek vizyonunu yok etmek isteyen bütün dış güçlere karşı sessiz kalacağız. Zaman sesimizi yükseltme zamanı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.