Adalet yaşatır, adaletsizlik öldürür
Herkesin şikayetçi olduğu ama kimsenin harekete geçmediği konulardan biri adalettir.
Herkes adil olunması gerektiğinden, haktan, hukuktan dem vurur.
Bugün hak, adalet kavramları öyle bir noktaya geldi ki, insanlar artık kendi egolarından, kendi çıkarlarından başka bir şeyi düşünmez oldu.
Aç gözlülük, bencillik, saygısızlık had safhaya ulaştı.
İnsanlar adaleti de sadece kendisi için istiyor, başkası için değil.
Adalete erişebilmek; bırakın mahkemeleri, adliye saraylarını, sokaklarda ve hatta ‘dost meclislerinde’ bile mümkün değil.
‘İslam ülkesi’ denilen, öyle tabir edilen ülkelerde adaletin olmaması daha üzücü.
Diğer dünya ülkelerine bakıyorsunuz, oralarda da adalet madalet yok.
Misal, Gazze’de yaşananlar…
Adil olmayan Avrupa yıllarca adaletten söz etti. Hede hödö beyannamesi, filan falan sözleşmesi, cart curt diye toplumlara ‘biz medeniyiz’ cakası satanların herhangi bir yaptırımını göremiyoruz. Halbuki o sözleşmeleri, beyannameleri, anlaşmaları kendileri yaptılar…
Hangi inançtan olursa olsun herkes bilir ki; adalet yaşatır, adaletsizlik öldürür.
Ve fakat…
Adalet isteyen, adaletten dem vuran, adalet çığırtkanlığı yapan, adalet havariliğine soyunan her kim varsa önce kendisi samimiyetle adalete sarılacak, adil olacak.
Esenlikler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.