Konya'nın Fî Tarihi - 3
Ala Kilise, yeni adı Gökyurt olan antik Kilistra şehrinin 8 Km batısında yer alan Alisumas Dağı’ndadır.
Dağın güneybatı kesiminde 1800 m yükseklikte bir sarı kaya göze çarpar. Bu sarı kayanın altında yarısı kayaya oyulmuş, yarısı duvarlarla yapılmış bir kilise vardır. Tarih kitaplarında Alakilise olarak geçen bu kilisenin (bildiğimiz kadarıyla) bütün yeryüzünde iki örneği vardır. Birisi; Karamanda (Dere köyünde, eski ismi: Fisandon) sonradan camiye çevrilen Fisandon Kilisesi, diğeri; Kars, Arpaçay’daki Ani harabeleri içindeki kilisedir. Fisandon yeniden yapılırken Alakilise’nin örnek alınarak yapıldığını tarih kitapları yazmaktalar. Bu yapı tarzının Ermeni yapı tarzı olduğu bilinmektedir. Yabancı dilde yazılmış kaynak kitaplar; kilisenin teknik, mimari ve tarihsel özellikleriyle, önemini uzunca, teknik çizimlerle, resimlerle anlatırlar.
Kilisenin mimari yapısının yarı kayaya oyulmuş, yarı duvarla çevrilmiş olması dikkate değer bir özelliktir. Yakın zamana kadar çatısıyla birlikte sağlam duran kilise defineciler tarafından dinamitle patlatılarak yıkılmıştır. Bugün kapı girişiyle bir duvarı sağlam olarak durmaktadır. Ancak bu duvar ile kapı da her geçen gün doğanın ve definecilerin tahripleriyle kısa zamanda tamamen yıkılmak üzeredir. Ana yapının pencereleriyle, duvar üstündeki rozet şeklinde haç süslemeleriyle dikkat çeken bu kilisenin üstü ardıç ağaçlarıyla örtülü olup, merkezi kubbe ve küçük kubbeciklerle mimari denge uyumu ve statiği tasarlanarak yapılmıştır. Bugün ikonaları sökülmüş, kutsal resimleri tahrip edilmiş, çatısı da çökmüş vaziyettedir. Zemin döşemesinde yer alan resimli taban mozaikleri de sökülmüş ve çalınmıştır.
Kilisenin yanında açık su sarnıcı, açık mezarlar ve tefekküre dalma odası vardır. Kilisenin içindeki bir tünel dağın zirvesine kadar uzanarak, zirvedeki kaleyle bağlantılıydı. Bugün bu tünel kapanmış olup, yeri de bilinmiyor.
İngilizce olarak yazılmış bir tarih kitabında Alakilise’nin mimari özellikleri ve yapım teknikleri açısından ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.
“İlk Hıristiyan dönemine ait bina var. Yeni stil dikdörtgen merkezi planlı, kubbeleri küresel olmayan, dört kubbeli olan ve bir tür meleklere konsantre olma yerine bu süslü şekiller kullanılmış. Binanın ağırlık merkezi ustalıkla kilise içindeki gibi kullanılmış. Bu olayın çözümü aynı yolu kullanmak. Küçük Asya Bölgesinde kesilmiş ikonaların sıralanışı Frigya zamanı mezar benzeri Yapıldak Ayasin’dedir. Bunlar da gösteriyor ki; o dönemde bu kubbelere ve merkezi yapılara eğilim vardır.
Bu eğilim daha fazla gösteriyor ki; güneydeki yeraltı mezarları Ayasin’deki merkez toplantı salonu içine oyulmuş sarnıç, Yapıldak’taki ayresol açık kemer altlarına zemin hazırlayan eskiden kaba bir biçimde kemer altları alçak kubbelerden ayrılan yanı kare içinde çizgiler olması fresklerdeki kemer altları kubbe, iki açık yeraltı mezarı arasında dört destek direği üzerinde bulunuyor.
Bu tür anolojiler yerine izole edilmiş örneği ve orta merkez Anadolu’daki iki örnekten biridir. Fisandon’daki kilise önceden beri biliniyor. Alakilise ve bu gibi yapılara ilaveten ikiden fazla ekleyebilirim.
Alisumas Dağları’nın tepelerinden birkaç yüz metre aşağıda epeyden beri bilinen bir kilise var. Fisandon Kilisesi benzeridir. Alakilise’nin tamamını anlayabilmek için Fisandon çok gereklidir. Saygı gören bir kilisedir. Alakilise Fisandon’un yeniden yapılmasında yardımcı olmuştur. Alakilise’deki binaların ince duvar işçiliğiyle düşünülmüş duvarların en güzeli olan bir parça duvar halen ayaktadır. Bu duvar kiliseye yeraltı mezarını göstermiş(işaretlemiş) bu enkazın altındaki destekler tamamen gizlenmiştir. Fakat bu bir tesadüf değildir ve ben inanıyorum ki; burayı restore etmek, kenar altlarına döndürmek için bu duvarlar new –S duvarları olarak görülüyor. Bu nedenle narteksle birlikte kare yapıya sahiptir. Narteks çift kanatlı kapı olarak kullanılmış. Ağır lentonun altı çift kişilik rahatlama pasajı olarak, süslerin işli olduğu alanlarla kuşatılmış ve dekore edilmiş durumdadır. İçbükey çukur kalıba dökülmüş, bütün kilisenin çevresi boyunca pencerelerin altında, diğer bir rahatlama pasajının üzerinde gizli duvarlar, çift taraflı kapının üstünde pencere varmış. Bu pencere daha içe doğru dönük mağara stilinde S bölümünde tepe keskinlikle düşürülmüş ve S duvarı sağlamlık için eğime uydurulmuş, N bölümü üzerinde tepelere karşı kurulmuş duvarın sonu yok edilmiş.(Yer çekimi ve taşların baskısıyla yok edilmiş) S duvarının dekorasyonu çok ilginç ve güzel.”