Kadınlar günüymüş
Kadınlar Gününün kutlanmasını ilk defa 1998 yılında Kazakistan’dayken görmüştüm ve biraz da şaşırmıştım, zira o güne kadar böyle bir günden haberim bile yoktu. Çünkü o yıllarda bizde de henüz bugünkü kadar önemli bir şekilde hatırlanmıyordu. Eski Sovyet Coğrafyasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çok etkin bir şekilde kutlanır ve resmî tatil günüdür.
Evli bekâr fark etmez bütün hanımlara yakınları tarafından mutlaka hediye alınır. O kadar ki iş yerlerinde bile erkekler “çam sakızı çoban armağanı” beraber çalıştıkları hanımlara imece usulü hediyeler alırlar.
Peki, nereden çıkmış bu Kadınlar Günü, isterseniz kısaca özetleyim.
Bunun hikâyesi de 1 Mayıs İşçi Bayramı’na çok benziyor. 8 Mart 1857 tarihinde Amerika’nın New York şehrinde 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma şartları isteğiyle bir tekstil fabrikasında greve başlar. Ancak polisin işçilere saldırması ve onların fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi ölür ve işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılır.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag şehrinde İkinci enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması teklifini getirir ve öneri oybirliğiyle kabul edilir. İlk yıllarda belli bir gün tespit edilmese de değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılır. Tarihin 8 Mart olarak belirlenmesi ise 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme gelir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılıp kutlanmasını kabul eder.
Birleşmiş Milletler’in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.
“Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren de her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya başlandı.
Doğrusunu isterseniz değerli okuyucularım gerek Kadınlar Günü gerekse Anneler Günü bana biraz ters geliyor. Çünkü bizim inancımızda ve geleneğimizde kadınlarımızın öyle bir yeri var ki bu şekilde sembolik kutlamalara hiç bile ihtiyacımız yok. Zaten Batı’da böyle günlerin kutlanması sanırım biraz da zamanında kadınlarının değerini bilmemelerinden kaynaklanmaktadır.
“Cennet anaların ayakları altındadır!” diyen bir Peygamber’in ümmetiyiz ve “Benim teb’amda erkekler kadar kadınlar da vardır!” deyip divan toplantılarında eşini yanına oturtan sultanların nesliyiz.
Dolayısıyla kapitalist sistemin oyununa gelip tüketim toplumu olmaya alet olup lüzumsuz hediyeler almayın lütfen.
Kadınlarımız da medyadan etkilenip gereksiz kaprislere kapılmazlar inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.