Uyum yasaları bir an önce çıkmalı
Uyum yasaları bir an önce çıkmalı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yapılan Anayasa referandumu ile birlikte işlemeye devam etmiştir. Ve de gelinen aşamada vatandaş da, siyasetçiler de bu sistemden memnun değildir. Tabii referandumda neye oy verdiğini merak bile etmeyen vatandaşlarımız şimdilerde “haa bu muymuş?” demeye ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden şikayet etmeye başlamıştır.
Ancak şunu açık ve net olarak belirteyim: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geri dönüş gözükmemektedir. Yani bu sistem bundan sonraki dönemlerde liberal bir Türkiye Cumhuriyeti için uygulanacak sistem olarak gözükmektedir. Dolayısıyla da bundan sonra bir geri dönüş yapılıp, parlamenter sisteme geçilmesi durumu söz konusu değildir.
Aslında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, baskın liderler ve güçlü TBMM grubu için uygun bir sistem değildir. Bunu Recep Tayyip Erdoğan gibi “baskın” bir lider ve TBMM’de “ezici” çoğunluğa sahip olan Ak Parti grubu ile gördük. Ancak bundan sonraki süreçte Meclis’teki aritmetiğin çok farklı olacağı ve de Cumhurbaşkanlığı makamında da “baskın” olmayan bir profilin cumhurbaşkanı olacağı düşünülürse, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin çok daha kontrollü bir biçimde gideceği beklenmektedir.
Tabii ki bu sistemdeki değişimler bununla bitmeyecektir. Uyum yasaları bir an önce çıkmak zorundadır. Bu yasa değişiklikleri içerisinde seçim kanunundan, ihale kanununa; Devlet Memurları kanunundan, kanun hükmünde kararnamelere kadar hepsi vardır. Bu uyum yasaları değiştirildiğinde çok daha kullanışlı bir sistem ortaya çıkabilecektir.
Mesela özelde çalışan personelin maaşları, kamuda çalışan personel maaşlarına; kamu kurumlarının çalışma sistemleri, özel şirketlerin çalışma sistemlerine denkleştirilmelidir.
Yani kamuda ve özelde çalışan, aynı işi yapan personelin aldıkları maaş arasında uçurumlar olması sosyal bir sıkıntıdır. Kamuda çalışan belki de hakkını alırken, özelde çalışan çaresiz olabilmektedir. Dolayısıyla bu sıkıntı ortadan kalkmalıdır. Bunun dışında da kamu kurumları çalışma sistemleri bakımından hantal bir yapıya sahiptirler. Bir müdürün sekreteri, özel kalemi, çaycısı, odacısı, şoförü, yardımcısı gibi birçok gereksiz çalışanı vardır. Aynı görevde özel şirkette çalışan bir müdürün belki sadece bir tane yardımcısı vardır o kadar.
Daha evvel çok kez yazmıştım, mesela üniversitelerde rektörlerin kendisine bağlı birçok personeli vardır. Sekreterleri, özel kalemi, özel kalemin sekreterleri, odacısı, çaycısı, şoförü, danışmanı vb… onlarca personelle çalışır. Bunun en bariz örneğini Konya’daki özel ve Devlet üniversiteleri arasında görebilirsiniz. Bir Devlet üniversitesinin rektöründen randevu alıp ziyaret edebilmek için, önce sekreteri ararsınız, sekreter özel kalem müdürünün sekreterine aktarır, eğer özel kalem müdürüne ulaşabilirseniz, derdinizi anlatabilirsiniz. Zaten özel kalem müdürünü aşıp da rektöre ulaşma şansınız yoktur. Ama mesela Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade’ye ulaşmak için, üniversiteye gidiyorsunuz, kapıdaki bir tane sekretere “rektörle görüşeceğim” diyorsunuz. Eğer rektör bey orada ise sekreter kız içeriye girip “falanca sizle görüşmek istiyor” diyor ve önemli iş durumuna göre, içeri giriyorsunuz. İki taraftaki de akademisyen, iki taraftaki de profesör, iki taraftaki de üniversiteyi yönetiyor. Farkı sadece, birisi özel ve harcamaları yaparken gereğe göre yapıyor. Diğeri Devlet üniversitesi, para cebinden çıkmadığı için yüz kişi bile istihdam edebiliyor. Aradaki fark sadece bu kadar.
İşte uyum yasalarıyla birlikte bu sistem tamamen değişecek. Baskın olmayan cumhurbaşkanı, ezici çoğunluğu bulunmayan Meclis grubu ve de uyum yaslarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bundan sonraki süreçte hep gündemimizde olacak.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.