Hazır cevaplık işte bu!
Siyasette de vardır ya hazır cevaplar; işte onlardan örnekler: Bakalım beğenecek misiniz?
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
_Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
– Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
YIKA DA GETİR
Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasi’nin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif, garsona seslenmeden edemez:
-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.
SUSTURUCU TEDAVİ
Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Akif’i küçük düşürmeye çalışıp:
– Siz baytardınız, değil mi? Demiş.
Akif, istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
– Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
NE ALIRSINIZ?
Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
-Buyurun beyim ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat, müsaade edersen bir nefes alacağım.
SIR SAKLAMAK
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı Padişahı gibi devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
– Sen sır saklamasını bilir misin? Diye sormuş.
Vezir, Yavuz’dan cevap alacağı ümidiyle:
-Evet hünkârım, bilirim dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:
-Ben de bilirim.
CENNETİN YOLU
Hıristiyan din adamlarından biri, ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-Aferin çocuğum, der. Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim.
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
– Siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.