Ak Parti’de politik örgütlenme şarttır
Ak Parti’de politik örgütlenme şarttır
Siyaset son 20 yılda Türkiye’de genelde alışık olduğumuzun çok dışında bir süreç olarak belirdi. Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli ve tek başına iktidar olan partisi, Ak Parti, 2002’den bu güne hükümet olma sorumluluğunu taşıdı. Yani tam tamına 18 yıldır…
Tabii ki normalde 8 yıl bile iktidar olan bir parti ülkemizde yıpranır, yavaşlar ve haliyle oy kaybeder. Ama Ak Parti 18 sene bu bayrağı taşımıştır ve halihazırda da bir seçim olsa, tek başına iktidar olacak oyu gözükmese bile birinci parti olarak seçimlerden çıkacağı anket çalışmalarında gözükmektedir.
Ancak ne olursa olsun, yeni Anayasa’nın da etkisiyle Türkiye’de siyaset ikliminin değişeceği ortadadır. Şu andaki şartlar altında, seçime girecek partiler arasında Ak Parti, CHP, İyi Parti, MHP, kapatılmazsa HDP’nin dışında DEVA ve Gelecek Partisi de bulunmaktadır. Saadet Partisi, Vatan Partisi gibi partileri de sanırım saymadan geçmemeliyiz. Bu partilerden bir kısmı Cumhur İttifakı’nın bir kısmı da Millet İttifakı’nın içerisinde yer alacak ve bu şekilde Meclis’e gireceklerdir diye düşünüyorum.
Buradaki önemli konu aslında, CHP ve İyi Parti’nin farklı siyasi tabanlara dayanarak yaptıkları ittifaka bir de Ak Parti tabanına dayanarak parti kurmuş olan Ali Babacan’ın DEVA’sı ve Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’ni koyduğunuz takdirde siyaseten güçlü bir ittifak yaratılmış oluyor. Aynı durumu Ak Parti-MHP için söylemek çok kolay gözükmüyor. Çünkü bu iki partinin tabanı da aslında birbirinden farklı gibi durmuyor. Milliyetçiliğe biraz daha yaklaşan Ak Parti ile İslamcılığa biraz daha yaklaşan MHP aynı tabanda buluşabiliyor. Burada farklılığı yaratacak olan Vatan Partisi gibi gözüküyor ki; onu aralarına ne kadar alabilecekleri bir siyasi kriter haline gelecektir.
Buradan da yola çıkarak, Ak Parti Genel Başkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın belirttiği, başta hukuk olmak üzere reformlar, muhakkak ki hem ülkede hem de vatandaşlarda olumlu bir yaklaşım olarak değer bulacaktır. Fakat en az bunun kadar önemli bir başka konu Ak Parti’nin örgütsel yapısıdır. Ak Parti içerisinde siyaset üretecek mekanizmalar oldukça azalmıştır. Şimdiye kadar olan süreçte tek başına iktidar olmanın ve erk sahibi olmanın neticesinde kendine güvenerek ve rakipsiz olarak siyaset yapmanın kolaylığını yaşayan parti teşkilatları bundan sonraki süreçte haliyle bu kadar rahat bir siyaset yolu izleyemeyecektir.
Mesela Ilgın’da kömür ocaklarıyla ilgili konuda azıcık bir muhalefetle karşılaşan AK Parti teşkilatları oradaki muhalefete karşı bir politika ortaya koyamamış ve oradaki krizi yönetememiştir. Bunun gibi ufak tefek muhalefetle karşılaşıldığı takdirde bu tür krizleri yönetecek politik örgütlenme demek ki ihtiyaç olarak gözükmektedir. O zaman Ak Parti bu konuda örgütlenme çalışmalarına ağırlık vermeli ve yeni siyasete başlayan genç çocukların yanı sıra siyaset bilgisine güvenilen farklı tabanlara da açılabilmelidir. Aksi halde sadece “siyasette yeni ve genç isimler” diyerek sınırlı kalırsa sonuçta siyaset üretmede de maalesef sınırlı kalacaktır.
Ak Parti’nin bundan sonraki süreçte, seçimlere kadar, teşkilat üyelerinin vatandaşlara yapılanları anlatması gerekmektedir. Aksi halde ekonomik sıkıntının da vatandaşa etkisiyle, yapılan diğer çalışmaların, vatandaşa getireceği yararı izah edebilme ve anlatabilme şansı kaybolmaya başlayacaktır.
Konya yerelinde baktığımızda durum daha da vahim gözükmektedir. İyi Parti Konya teşkilatları her şeye rağmen büyümektedir. DEVA Partisi “amatör” teşkilatlarına rağmen büyümektedir. Gelecek Partisi “acemi” çalışmalarına rağmen büyümektedir. Saadet Partisi’nin Konya’da bir “sesi-soluğu” her zaman bulunmaktadır. Ve eğer Ak Parti zayıflamaya devam ederse diğer partilerdeki büyümelerin daha büyük bir ivmeyle yol kat edeceği, ayan beyan gözükmektedir.
Şimdi bazı, kendisini Ak Partili görüp, yaptığı güya çalışmalarla aslında Ak Parti’ye en fazla zararı veren, siyaset cahillerinden bu yazıma itiraz edenler olacaktır muhakkak. Ama ben şöyle söyleyeyim; Siyaset hayatımdan ve gazetecilik hayatımdan elde ettiğim tecrübe ve bilgilerimin, objektif ve vicdani yansıması bu şekildedir. Bazen bu tür yazıların en güzel cevabını zaman verir. Zaman içerisinde bu yazdığım daha iyi anlaşılacaktır.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.