Küreselleşme tezleri çürüyor mu?
Hep sınırı olmayan bir dünya hayal etmişimdir. Bu konuda yalnız olmadığımdan eminim. ‘Sınırı olmayan dünya’ derken neyi kastediyorum? Buyurun yazının devamına…
“Gelişen teknoloji ile birlikte yeryüzünde sınırlar ortadan kalktı. Dünya küresel bir köy haline geldi. Dünyanın diğer ucundaki insan ile rahatlıkla görüşüyoruz” derler. Nispeten doğrudur. Ancak benim sınırsızlıktan kastım, dünya üzerinde istediğim yere pasaportsuz bir şekilde gidebilmek. Vize gibi engellere takılmamak. Bunu sürekli, “Keşke öyle bir şey mümkün olsa” diye söylenerek düşünüyorum. Düşündükçe, “O ilk çiti kim çektiyse onu bulup dersini vermek lazım” diyorum. Düşünsenize; sınır diye bir şey olmamış olsa, orayı aşmaya çalışanlar olmayacak. “Küt pat pat” sıkan olmayacak. Dışarıdakiler ve içeridekiler olarak ayrışmayacağız. Fakat böyle bir sınırsız dünya olmadığı gibi bir de yeni sınırlar çiziliyor masa başlarında. Halbuki sınırın kaldırılması için mücadele edilmesi gerekirken böyle bir dönemde. Böyle bir dönem diyorum; yaşanan savaşları, mazlumların dökülen kanlarını görüyoruz hepimiz. Savaşların olmadığı bir dünyayı gerçekleştirmek için mücadele edeceğimize, yeni sınırlar çizerek birbirimizi düşman belliyoruz. “Gelişen teknoloji ile birlikte sınırlar kalktı” diyor ya hani şahsiyet, savaşın olmadığı bir dünyadır sınırsız olan. Savaşlar oldukça, kan döküldükçe, kin ve nefret bitmedikçe sınırların kalkması mümkün değil.
Küreselleşme ile ilgili pek çok söz söylendi, yazıldı, çizildi ve hala bunlar devam ediyor. Benim sorum şu; sınırların olduğu bir dünya ne kadar küreselleşebilir? Soğuk Savaş bitti, Berlin’deki meşhur duvar yıkıldı, teknoloji gelişti ve küreselleştik. Bu mu? O, Berlin Duvarı yıkıldı da kaç tane daha duvar yapıldı o tarihten sonra? Aşağı yukarı 100 tane. Ulus devletlerin işlevini yitirdiğine, miadını doldurduğuna yönelik ortaya bir sürü tez atıldı. “Yeni bir devir, çağ başlıyor” diye haykırdı kimileri. E sonra? Bence tezleri ellerinde patladı. Hem de tez ortaya atıldıktan sonra çok geçmeden. Peki ne oldu? 11 Eylül saldırısı, 2008 Küresel Ekonomik Krizi, Arap Baharı ve mülteci meselesi, Covid-19 salgını. İddia edilenlerin aksi bir durum ile karşı karşıyayız. “Sınırsız bir dünya” derken, daha da artan sınır önlemlerini görüyoruz.
Küreselleşme iddialarını, tezlerini ortaya atanlar bu iddialarını yeniden sorgulasınlar. Öyle bitcoin üzerinden çözümlemeler, fikirler söylemekle olmaz bu iş. Devletler tabii ki terörün önüne geçmek, ülkeyi korumak için koca koca duvarlar inşa edecekler. Güvenlik önemli bir hadise. Fakat sınırı olmayan, sınırların kalktığı bir dünya için zihin jimnastiği yapılmalı. Ütopya ise de bu ütopya deyin kardeşim. Umutlanmayalım.
Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Sağlıcakla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.