Büşra Karahanlı
Bİ ÇAY MOLASI
Gün aymaya başladı, bahar uzaklaşıyor hafiften ıssız mahallelerden. Sabahın ilk ışıkları güneşin ilk parıltısı bi çocuğun yüzüne yansıyor inceden inceden. Bir amca bir dede bir nine, biri ekmek telaşesinde öteki pencere keyfinde diğeri de çay meşgalesinde. İlle de hayattan bıktım diyorsan kalk mahallede tek tek gez kapıları. Balkonların demirlerinden taşmış sarmaşıklara göz gezdir, merdivenlerde oturan teyzelerle selamlaş, örneğin o sokak aralarında top oynayan, zıplayan, saklambaç kovalamacasında olan çocuklara bak. Hatta bakmakla kalma bi zil tak beynine onları oynat.
Bi çay molası ver önce bedenine sonra ruhuna ve en son kalbine. Kimi insanın kimi ilacın yapamadığını bir yudum çay yapabiliyor bazen. Bazen arkadaşın oluveriyor bazen sırdaşın bazen de en iyi ağrı kesici oluyor ağrıyan yerlerine. Kimisi kahveyle donatıyor hayatını kimisi çayla her mevsimde. Örnek veriyorum, yön veriyorum yaşamının dilimlerine. Yaşa bu hayatı, sev diye.
Bazen yalnızlığa gömülüyor gönlümüz bazense çiçek çiçek açıyor ruhumuz. Mesele aslında çok mutluluktan veya da çok acıdan değil de yaşamaya değer vermiyoruz kendimizce. Şükretmeyi bilmiyoruz. Güzelliğimize aldanıyoruz kimi zaman. Etrafa aldanıyoruz.. Unutuyoruz mesela nereden geldiğimizi ve unutuyoruz çoğu zaman nereye döneceğimizi. Hayatın bileti bi geliş bi dönüş. Gelişi değerlendirmek lazım huzurlu bir uykuya mutlu dalabilmek için. Çokca hayal lazım gerçekleştirebilmek için.
Sözgelimi, bir kitabın orta sayfasından başlayalım. A harfini bilmesek L harfi ne işimize yarar ki? Lale kadar güzel bi kelimeyi öğrenebilir miyiz mesela? Ya da lale kadar güzel bir isim kullanabilir miyiz sevdiğimiz insana? Hayat da böyle dönemeçli kurallı aslında. Kıymetini bilmeli elindekilerin. Hayatına girenlerin ve hayatından gidenlerin. Değerini bilmelisin yaşadıklarının, sıkıntısı çok da olsa hepsi senin için seçilmiş, mutluluklarına daha güzel yaklaşabilmen için. Neye yarardı ki dünya güneşimiz olmasa, hep gece olsa? Neşemiz, gülüşlerimiz, baharlarımız kaybolmaz mıydı onunla.. Peki gecelerimiz olmasa neye yarardı hayat? Nasıl kapatırdık, nasıl gizlerdik; acılarımızı, gözyaşlarımızı.. Mevsimler olmasa bir günden dört mevsim birden olsa bedenimiz, ruhumuz değişmez miydi? Düşünceler olmasa, hakikat olmasa ne iyi olurdu ne kötü, ne de sığınacak limanımız.. Şükretmeli insan önce Allaha sonra da kalplerimizdeki inanca.
Ve Aşk kadar şeffaf aşk kadar güçlü aşk kadar samimi aşk kadar masumane ve aşk kadar her duyguyu içinde barındıran bir kelime yok bu hayatta. Ben hiç aşkla karşılaşmadım deme! Hepimizde bir aşk var aslında. Eğer kabul etmiyorsan haydi dön bak etrafına. Bir çiçekte bir gül de bir yaprakta bir kayan yıldızda.. Aşk görebildiğin, dokunabildiğin, duyabildiğin ve hissedebildiğin her yerde aslında. Aşk sende aynaya bak durma. Aşk kalbinde, kalbinin Sanatkarında.
Sevgiyle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.