Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

Paris’te Prof. Doktor Muhammed Hamidullah ile olan hâtıralar

Paris’te Prof. Doktor Muhammed Hamidullah ile olan hâtıralar

90’lı yıllarda Paris’e vesîlelerle gelmek nâsip oldu. O yıllarda moda şehri Paris’te olduğumuzu görerek ve yaşayarak hissettik. O yıllar da biz Paris’in 10 mahallesine gelmiş ve bir Türk derneğine, Türkler arasında 64 numara diye bilinen Fatih Câmii’ne misâfir olmuş idik. Bu camî tam Paris’in kalbinde, Starsbourg Saint Denis Caddesi’nin üzerinde 64 numarada yer alıyordu.

Bu câmî Paris’teki inananlar ve Türk halkı için tam bir oksijen deposuydu. Bu camî küçük bir külliye gibiydi, içerisinde marketi, kasabı, 44 kişilik lokantası, çay hânesi, kitaplığı vâr idi. Ayrıca camide burada yaşayanlar için cenaze fonu, çocuklar için dersler ve aktiviteler, gençler için sohbetler ve nasîhat atmosferleri vâr idi.

Türkler arasında 64 numara diye bilinen Fatih Câmii, Milli Görüş teşkilatlarınında merkezi konumunda idi. Bu teşkilat o dönemler de çôk büyük hizmetler vermekteydi, farklı farklı yazarları getirmekte ve Paris’teki biz Türklerin ufkunu genişletmekteydi. Yine bu teşkilat kapılarını yeryüzü insanına açmakta ve tâbiri câizse kucaklamaktaydı. Yine bu 64 numara diye bilinen Fatih Camii’nin idârecileri büyük büyük konferans salonlarında paneller düzenliyorlardı.

Size hatırımda kalan bir panelin, panelistlerinden bahsedeyim. Abdurrahman Dilipak, Murat Belge, Ahmet Kabaklı geldiler ve kürsüye çıkıp bizlere hitâp ettiler, daha sonra ise sorularımıza cevap verdiler. Ne hoş o demler, ne hoştu o anlar, ne hoştu o arayışlar.

Evet biz kardeşiniz Yolcu Aziz Kaya’ya da, o demler Fatih Camii’nin kitaplığını takdim ettiler. Bu kitabevini canlandır dediler ve biz de o müesseseyi elimizden geldiği kadar, bir bilgi merkezi, bir gönül merkezi hâline getirmeye gayret ettik. Çok şükür hayâlimiz ve gayretimiz kadar da, bu hedefi yakalamaya gayret ettik.

Evet bir gün, kitabevinin kapısından içeriye, İslam aleminin çôk yakından tanıdığı, ilim erbâbı, tarihçi, nice eserleriyle de İslâm’ın ışığını yeryüzüne takdim eden, Prof. Doktor Muhammed Hamîdullâh geldi.

Size o dönemdeki Muhammed Hamîdullâh’tan bahsedeyim biraz. O dönemler de Paris Büyük Camii’nde 15 gün de bir konferanslar verirdi(Grande Mosgee de Paris). Bu camii Paris’in merkezindeki tek minâreli camiidir. 1900 yılların başlarında yapılmış bir camiidir.

Bu camiinin tarihini yapılışını ayrı bir yazımız da kaleme alalım inşaallâh.

Muhammed Hamîdullâh bu camideki konferanslara, İslamı merak eden gayrimüslimler katılır, konferanslar dinlenir, akabinde akla takılan sorular sorulur, arayan bunalmış gönüller, bu vesîle ile hakîkate ulaşmış olurlar ve ferahlarlardı.

Biz Muhammed Hamidullâh’ın Konferanslarından sonra İslam ile müşerref olmuşlar nice insanların varlığından da haberdar olmuştuk. Ayrıca Paris’te 5 bin kişinin aynı anda namaz kıldığı Stalingrand Metrosu’nun oradaki camiide de 15 günde bir konferanslar verir idi. Fransa’da Fransızca yayınlanmış olan kitaplarından olan, benim de sattıklarım arasında, İslam’a giriş, Kur’anı Kerîm meali ve Efendimizin hayatı gibi farklı farklı eserleri mevcuttu. Hakîkati arayan yolculara bu eserler, rahmet oluyordu, pınar oluyordu, ruhlara şifâ oluyordu.

Tekrar benim çalıştığım camiye ve Kitabevine dönecek olur isek. O gün Muhammed Hamîdullâh 80’li yaşlarda idi, zâtın bedeni çôk zayıftı, kendilerine şöyle bir bakınca, 45 kg civarlarda olabileceğini tahmin bile edebilirdiniz. Selam verdi ve benim cami de çalıştığım kitabevine girdi. Kendileri 6 veya 7 dil biliyormuş, tabiki Türkiye de kalmış olduğundan, bazı üniversitelerde de hocalık yapmış olduğundan dolayı Türkçe de biliyordu.

Selam verdi içeri girdi, evet evet içeriye önemli bir din âlimi, önemli bir düşünür girmiş ve selâm vermişti. Bizde heyecan ve mutluluğu harman edip Aleynâ ve Aleyküm diyor ve kendilerine hoş geldiniz sefâ geldiniz hocâm deyiveriyorduk.

Bana siz de mest bulunur mu diye sual de bulundu, biz de kendilerine evet hocam bulunur dedik. Ayak numarasını sorduk kendilerine, sağ olsun hocamız da ayak numarasını lütfettiler.Biz de o istediği numarayı kendilerine takdim ettik, fiyatını sordu 35 franc demiştim, o dönemler de Fransa da Franc geçerliydi. Kendileri 35 frangı ödedi, biz de o mesti çantaya koyduk ve kendilerine taktîm ettik.Sonra Hocamız camide namazını kıldı ve daha sonra yukarıya idâreye ziyârete çıktı.Lâkin aslın da mest’in asıl fiatı 50 Franc’tı.Biz Hocamıza indirim yapmayı arzu ettiğimizden, kendilerine 35 Franc dedik ve bu miktârı almıştık.

Muhammed Hamîdullâh Hocamız câmiden ayrılmadan önce, tekrar kitavine uğradı ve dedi ki ben aldığım mestleri burda deneyebilirmiyim dedi. Şâyet ayağıma olmaz ise tekrar buraya kadar yorulmayayım dedi. Ben de hemen kendisine bir sandalye verdim, lütfen buyurunuz hocam oturup deneyebilirsiniz dedim.

Hocamız çantadan mesti çıkartırken bir şey dikkatini çekti ve durdu, sonra bana döndü dedi ki burada 50 franc yazıyor, siz neden bizden 35 franc aldınız dedi. Biz de kendisine cevâben, hocam siz Müslümanlar için, siz inananlar için çok kıymetlisiniz, onun için size indirim yapmak istedim hocam dedim.

Muhammed Hamîdullâh hemen aradaki 15 franc farkı lütfen alınız dedi, biz o arada ne kadar izâh etmeye çâlışıp almak istemesekte kendileri aslâ kabul etmedi. Hattâ şâyet aradaki 15 Franc’ı almaz isek, o vakit mesti lütfen geri alınız ve 35 Francımı iâde ediniz dedi. Biz de bu söz üzerine kendilerinden 15 Franc olan farkı almıştık. Tam da o dem de, hocamız bize dedi ki, biz bu yoldaki emeğimizin karşılığını kullardan değil, kulların sâhibinden bekleriz dedi. Hocamız hassas bir ruh haliyle bize şöyle dedi ‘Lütfen biz ilim ehline, biz âlimlere, biz hocalara, halka davrandığınız gibi davranın’ dedi. Onlardan ne alıyorsanız bizden de aynı ücreti, aynı karşılığı alınız dedi. Siz şayet böyle yaparsanız hem bize, hem de cemaata, hem de ümmeti Muhammede hizmet etmiş olursunuz dedi.

Anadolu’da Bugün bizler, ellerimizi başımızın arasına koymalı ve bu hadiseyi uzun uzun düşünmeliyiz. Düşündüğümüz ve anladığımız kadar da nâsiplenmeliyiz.

Bu duygularla sizleri Paris’ten selamlıyor, Anadolu’da Bugün Gazetesinin okurlarına ve yayın ekibine saygılarımı ve hürmetlerimi iletiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yolcu Aziz Kaya Arşivi