İki cihan güneşi, ahlak ve iman kalesi Efendimiz Hz. Muhammed’in yeryüzünü şereflendirdiği gün olan  Mevlit Kandili’ni millet olarak büyük bir huşu ve manevi bir haz içerisinde kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Mevlit Kandili olarak adlandırdığımız Mevlid-i Nebi’nin  tertemiz manevi havasını derinlerimize çektik, ruhumuza nakşettik  ve kalbimizle buluşturduk. İçinde bulunduğumuz çağ her ne kadar riya, yalan,aldatma ve vefasızlıkta altın çağını yaşasa da bizler sevili efendimizin tebliğiyle umut buluyor ve O’nun mübarek nasihatleriyle huzuru buluyoruz.

Ne mutlu bizlere ki, müslümanız ve Efendimizin  açtığı kutlu yolda bulunuyoruz. Bizler Müslüman alemi olarak her zaman O’nun izindeyiz, O’nun peşindeyiz ve O2nun yaşantısını kendimize örnek olarak aldık.

Ümmeti olarak her zaman gurur duyduğumuz sevgili Efendimizin yolunda her iki dünya saadetini bulmak adına koşar adımlarla ilerlemeye çalışıyoruz.O, Rabbimize, kâinata ve insanlara karşı görevlerimizi öğretti. Hakkı, hakikati, adaleti, fazileti ve hidayeti hatırlattı

Bugün, insanlık alemi sevgili Efendimizin çağlar üstü örneklik ve rehberliğine her zamankinden daha çok muhtaçtır. Bizler Müslüman olarak O’nun açtığı yoldan ilerleyerek bütün dünyaya örnek olmanın hazzını yaşamalıyız.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde zulüm, açlık ve şiddete maruz kalan kardeşlerimiz olmak üzere, Mevlid Kandilinin bütün Müslümanlara huzur getirmesini, insanlığın içine düştüğü sıkıntıların aşılmasında kardeşlik bağlarımızın güçlenmesine ve yeni rahmet kapılarının açılmasına vesile olmasını, Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyorum.